Depremin izi geçmedi, 80 milyar dolar gerekli!

Yayınlama: 06.02.2024
A+
A-

Bugün 6 Şubat 2024

Dünya litreatürüne geçen 2 büyük deprem ile binlerce insanımızı kaybetmemizin üzerinden 1 yıl geçti.

Peki ne değişti?

Sorarsak normalleştik. Ama halen hiç bir şey değişmedi. İnsanların yaraları sarılmadı.

Bölgenin ekonomisi ayağa kalkmadı.

Bir yılda bölge için 30 milyar dolar harcandı. Ama depremin yaralarını sarmak için halen 80 milyar dolara ihtiyacımız var. Toplam hasarın 110 milyar dolar olduğu saptanmıştı.

O zamanlar birçok kişi bu rakamın karşılığını anlamamıştı.

Deprem için ülkemizde 130 Milyar TL Bağış toplanmıştı. İşte muhtemelen bu rakamlar nedeniyle bir karmaşa yaşandı. Kabaca bugün yine aynı parayı toplasak 4 milyar 334 milyon dolar civarında tutacak. İşte bizim ihtiyacımız olan 80 milyar dolar ile karşılaştırınca rakamın büyüklüğü daha net anlaşılıyor.

****

İhtiyaç duyulan bu para oradaki insanlarımızın ruhen değil ama fiziken normal hayatlarına dönebilmeleri için gerekli.

Ruhtaki yaralar asla silinmeyecek gibi.

Ama Bu rakamlar şu sebeple de önemli;

Önümüzde bir hedef var ve bunu gerçekleştirmeliyiz. Bu kaynağı nasıl yaratabiliriz?

İşte bu soruya çözüm bulmayı hedeflemeliyiz.

****

İki maddede bu kaynak için alan yaratabiliriz.

1-Kamu tasarrufu

2-Katma değerli ihracat

Bu iki konuyu bir araya getirdiğimizde bizim gibi bir ekonomide rakam birkaç yıl içerisinde kolaylıkla toparlanabilir.

Buradaki en temel konu tarafların samimi olmasında yatar. Kamu tasarrufu konu ile ne alaka dememek kadına konuya şuradan başlamak lazım;

Ödenen vergilerin gerçekten ihtiyaç duyulan yere gitmesi her vatandaşın en büyük temennisi. Ama bir çalışan zar zor geçindiği maaşından bir vergi ödüyor ve bu X makamdaki müdürün süper lüks otomobilinin yakıtına gidiyorsa bu iş olmaz.

Hükümetin enflasyonu düşürmek için de ihtiyacı olan ve sözde kalan tasarruf tedbirlerini uygulaması, uymayanları cezalandırması ve bu konudaki samimiyeti göstermesi gerekli.

Hükümet tarafı bunu yaparken sanayicinin öncelikle deprem bölgesindeki ekonomiyi canlandıracak hamleleri yaparak oradaki tesisleşmeye yeniden hız vermesi ve özellikle Marmara’ya göçen insanları yeniden orada yaşamaya ve çalışmaya ikna edici adımlar atması lazım.

Ayrıca ülkemizdeki her fabrikanın katma değerli ihracata odaklanıp mevcut gelirlerini yeni pazarlarla artırması lazım.

Devlet için ne kadar çok ihracat o kadar çok döviz girdisi, ne kadar çok kar o kadar vergi geliri demek. Devletin deprem bölgesinde yaraları sarmak için ihtiyacı olan paranın kaynağını dışarıdan aramalıyız. Çünkü kendi ekonomimizden bunu sağlayamayız.

Bugün bir yazılımcı yazılımını ihraç edebilir, grafik tasarımcı dünyaya grafik satabilir. X firması 60 ülkeye ihracat yaparken 61.yi bulabilir.

Bunu başarırsak hem depremin izleri hem de ekonomimizdeki bunalım eş zamanlı yerini huzura bırakacaktır.

Ama burada herkesin samimi olması şart.

****

Bütün bunları okuduktan sonra bana ne diyemezsin sen de!

Dünya artık global bir köy. Yeteneklerini düşün ve sen de hem kendin hem devletin için bir şey yap.

Çıkışın anahtarı olmayı başarmalıyız. Yoksa kapıyı açamayız.

Ve bütün bunları yaparken şunu hatırlamalıyız;

“Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır!”

Mustafa Kemal Atatürk