Yerel seçim ekonomi için neden bu kadar önemli?

Yayınlama: 13.03.2024
A+
A-

Yerel seçimlere sayılı gün kaldı. Bütün adaylar meydanda ipi göğüslemek için çalışıyor.

Ekonominin çarkları da bir anlamda seçimden sonraki sürece kilitlendi. Bu süreci genel seçimlerin ardından yaşamaya alışkınız ve yerel idareler seçimlerinin genel politikalara bir etkisi olmayacağını varsayıyoruz.
‘Peki neden bu kez her şey sandığa endekslendi?’ sorusunu gelin biraz açalım.

****

Önce bir yıl kadar geriye gidelim.

2023 seçimleri ülkemiz açısından bir değişim sinyali olarak yorumlanmıştı. Özellikle bozulan ekonomide mali buhranla girilen seçimde kan değişikliği ihtimali, muhalefetin tek çatı altında toplanması gibi faktörler ulusal programların durumu açısından bilinmezliği beraberinde getirmişti.

Seçimlere ekonomik anlamdaki kararların devamı adına büyük bir bilinmezlikle girildi.

Seçim sonrası iktidar güven tazeledi ama ‘nas’ başta olmak üzere birçok politikadan vazgeçti. Bir önceki döneme göre daha ehil insanları ve rasyonel politikaları hayata soktu. Herkesin muhalefetten beklediği acı reçeteyi ülkenin önüne sunmak zorunda kaldı.

****

Son 1 yıldır yaşananlar insanların gözünün önünde dururken şimdi bir kez daha sandık vatandaşın önüne geliyor. Normal şartlarda yereldeki isimlerin, mevcut seçim bölgelerindeki yatırımlarını, projelerini, hedeflerini konuşmamız gerekirken biz yine genel ekonomiye dair kur beklentisi, enflasyon, işsizlik, ihracat, parasal sıkılaşma gibi konuları konuşuyoruz.

İlçe belediyelerine talip olan adaylar bile emekli maaşına şöyle böyle destek olacağız vaatleri veriyor.

Bir Allah’ın kulu da çıkıp sormuyor;

‘Madem emekliye verecek paranız var neden maaşını dipte tutuyorsunuz?’

‘Neden emekliyi bizden ve bizden olmayan olarak ötekileştiriyorsunuz?’

Neyse konumuz bu değil elbette. Bu seçim dönemine yine merkezi hükümet tencereye karşı girecek. Yılbaşında açıklandığında bürüt 681 dolar olan asgari ücret aradaki kur farkı ile 625 dolara kadar geriledi. Yıl sonuna kadar 500-550 dolar bandına inmesi öngörülüyor.

Kazancın geçimi sağlama oranı ve insanların alım gücü hızla düşüyor. İnsanlar faiz oranlarına bakmaksızın ihtiyaçlarını karşılamak için kredi/kredi kartı kullanıyor. Toplumun büyük bölümü borçlu ve önemli bir kısmının yılın 2. yarısı itibarıyla borcu çevirecek gücünü de kaybetmesi bekleniyor.

Çocuklar süt içemiyor, köylü ineğine bakamıyor. Meyve tarlada çürüyor, şehirdeki meyve yiyemiyor.

Sopa eksen yeşerecek coğrafyamızda çiftçi kan ağlıyor.

Bunlar işin ekonomi kısmındaki veriler. Güvenlik ve eğitim başlıklarını da açınca fatura epey kabarıyor.

İşte bu seçimleri bu kadar önemli kılan konu da bu!

****

Mevcut iktidar geçen seneden bu zamana kadar geçen 1 yılda yaraya merhem olmak adına çok fazla acı reçete sundu. Ama vatandaşa sunduğu reçeteyi kendisi uygulamadı. İtibardan tasarruf olmayınca tepki çoğaldı.

Çoğalan tepkinin sandığa olacak yansımasını görme ihtimali bu seçimleri bambaşka bir yere taşıyor. Çünkü mevcut iktidar elindeki çoğunluğu kaybederse bu kez meşruiyeti sorgulamaya açılacak ve gündemimize şak diye ‘erken seçim’ konusu gelecek.

Bu da her anlamda ülkeyi bambaşka bir bilinmezliğe sürükleyecek.

Yok eğer iktidar mevcudu korur ve akabindeki süreçte de politikalarla çelişen bir kararname çıkmaza önümüzdeki 4 yıllık gidişatı öngörebilmek mümkün olacak.

****

Evet, bugün bakınca mevcut iktidarın yerel seçimi kaybetme ihtimali tartışmaya açık. Kimisi mümkün görürken büyük bir çoğunluk bunun olmayacağı görüşünde. Ancak burada biraz tarihin tozlu sayfalarına gidelim;

1989 yerel seçimlerinde hükümetin sahibi olan ANAP sadece 3 il belediyesi aldı. 42 de ilçe alan ANAP, SHP ve DYP’nin ardında yer aldı.

Sonrasındaki süreçte ANAP 1991 yılına kadar göreve devam edip yerini DYP-SHP koalisyonuna bıraktı.

O dönemin siyasi durumları ve toplumsal hassasiyetleri elbette bugün gibi değil ama yine de geçmişi de bilmek ve bugün koltukta uyuyanları halk bir tokatla uyandırabilir.

***

İşte bütün bu durumlar yüzünden 31 Mart 2023 seçimleri sadece bir yerel seçim değil, iktidarın gücünü koruma ya da çözülme sürecine girme seçimidir!

Mevcut politikaların gidişini direkt etkileyecek bir seçimdir.