Dolandıran suçlu peki ama ortamı hazırlayan?

Yayınlama: 30.11.2023
A+
A-

Futbol ve iş dünyasından bazı ünlü isimlerin bir bankacı tarafından yüksek getiri vaadiyle kandırılarak dolandırıldığı iddiası her yerde.

Kara para aklama skandallarının üzerine gelen bu konu toplumumuza bir gerçeği daha hatırlattı.

Açgözlü olmak insanın en büyük zaaflarından birisi.

Ama bizim gibi toplumlarda temelde insanlara finansal okuryazarlık eğitimi vermediğimiz için çoğu zaman olur ile olmazı ayrıştıramıyoruz.

***

Konuyu bilmeyenler için özet geçeyim; Futbol dünyasındaki tanınmış isimleri milyonlarca dolar dolandırdığı iddia edilen Denizbank eski Şube Müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına devam ediliyor. Erzan’ın Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Volkan Bahçekapılı, Semih Kaya ve Selçuk İnan gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 18 kişiyi dolandırdığı gerekçesiyle 226 yıl hapsi isteniyor.

Toplanan paranın 43 milyon 920 bin 82 dolar ve 15 milyon 625 bin TL olduğu belirtiliyor.

Peki bu paralar neden verildi derseniz, piyasanın üzerinde bir getiri sağlaması için.

Yani piyasa 1 verirken, “Ben size 2 kazandıracağım” diyen birisi ortaya çıktı. Bu olay tarihte ne yazık ki ilk değildi ve son da olmayacaktı.

Çeşitli dönemlerde karşımıza çeşitli isimlerle çıktı. Banker Castelli’den, Çiftlik Bank’tan hallice bir durum vardı ortada ama okuma alışkanlığı olamayan toplumlar her defasında bu oltayı yuttu.

İlgili dosyada paralar ya üçüncü kişilere gitti ya kriptoya kaçtı ya da ülkeden çıkarıldı. Ama ortada güzel bir dolandırıcılık hikayesi var gibi duruyor. İsimler medyatik olunca gündemde de epeyce yer işgal ediyor.

***

Suçu her zaman insanlara atmak de elbette yeterli bir bahane değil. Baktığınız zaman burada piyasa koşullarının durumunu ve piyasa oluşturucuların rolü de önemli.

Piyasalarda yatırımcıların ve tasarruf sahiplerinin önemli bir kısmı her zaman yüksek getiri arayışında olur. Ama siz ekonomik olarak faizleri çok düşük, hatta reel olarak negatifte tutarsanız ve denetleyici-düzenleyici kurumlar da buna uyarsa işin rengi değişir. Yüksek getiri arayan insanları hedefine alan dolandırıcılık oyunları için potansiyel fazlasıyla artmış olur.

Adına ister banker diyelim ister fon fark etmez, birileri yüksek getiri peşinde koşarken açık birer av olduklarının farkına varana kadar çoktan avlanmış olurlar.

Bunun süresi bizdeki son olay gibi bazen çok kısadır. Ama bazen uzayıp gidebilir.

Amerika tarihinde bir Ponzi sistemi ile 40 yıla yakın insanları dolandıranlar var.

***

Dolandıran mı dolandırılan mı suçlu ya da kamuoyu bu duruma nasıl bakar orası ayrı. Hukuk önünde dolandıranlar suçlu. Peki bu dolandırma olayları için ortamı hazırlayanlar hiç suçlu değil mi?

Bakın matematik denen bir bilim var. Ekonomi bu matematikle doğru ilişkili. Bankaların yıllık yüzde 46-47 faiz verdiği yerde biri size legal olarak yıllık yüzde 85-90 getiri vaat edemez. Çünkü aldığı parayı kredi kullandırsa yıllık faizi en fazla yüzde 70 zaten.

Karlı bir şirkete yatırsa, dev şirketler borsada alım yapılınca KAP atmak gerekli.

Ufaklar için ise risk yüksek net getiri hedefi ile uyuşmaz. E o zaman bu vaat varsa biraz düşünmek gerekmez mi?

Yok ben bunla doymam illegal olsun parayı açıktan vereyim, sisteme girmesin ama daha çok getirsin dersen kusura bakma kardeşim sen de suçlusun.

Ülkemizde tahviller, mevduatlar, borsa, döviz, yatırım fonları, melek yatırımcı ağları, gayrimenkul gibi birçok yatırım aracı var. Bir de bunlarla uğraşmak istemeyenler için yatırım şirketleri. Ama hepsinin getiri hedefi belli olduğu için yeterli gelmiyor.

Hep daha fazlasını isteyen insanoğlu Ponzi sistemine girdiğini ortam polis ışıkları ile şenlenip haber bültenlerinde adı geçtiğinde öğreniyor…

Faizler ve piyasa koşulları birbirini tutmayınca dolandırıcılar cirit atmaya başlıyor!