100 yıl önceye göre sanayide ileri gidebildik mi?

Yayınlama: 31.10.2023
A+
A-

Ülke olarak Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bıraktık. Ama 100 yıl önceye göre ne kadar ileriye gittik? İşte bu sorunun kıymetini anladığımız zaman gerçekten Cumhuriyetin en büyük kazanımını sağlamış olacağız.

Aklımızın bir kenarında hep bu soru dururken gelin Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken Bursa’mızın sanayi geçmişine Osmanlı İmparatorluğu dönemi ve Cumhuriyet dönemi olarak iki aşamada bakalım;

***

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi:

İpek Üretimi: Bursa, Osmanlı İmparatorluğu döneminde özellikle ipek üretimi ve ipekli dokuma konusunda önemli bir merkezdi. Şehir, ipek böcekçiliği ve ipek üretimiyle ün kazanmıştı. Bursa ipeği, dünya genelinde talep gören bir üründü. Bu ipek aslında şehirdeki tekstil kültürünün de temelini oluşturdu.

Tarım ve Ticaret: Tarım, Bursa’nın ekonomisinin temelini oluşturuyordu. Şehir, zeytin, incir, ipek ve diğer tarım ürünlerinin üretimi ve ticareti konularında önemliydi. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu’nun döneminde Bursa, iyi bir ticaret merkezi olarak kabul ediliyordu. Ayrıca Uludağ’daki karların saray mutfağı başta olmak üzere ülkenin birçok noktasına gönderilmesi sağlanıyordu. Bu da özellikle dönemin araçlarındaki gelişimin hızlanmasını doğurdu. Cumhuriyet döneminde gelişen otomotiv sanayisinin temelini oluşturan atölyeler bu arabacılara kadar uzanan bir maziye sahip oldu.

Cumhuriyet Dönemi:

Sanayi Gelişimi: Cumhuriyetin ilanından sonra Bursa, Türkiye’nin sanayi gelişiminde önemli bir rol oynadı. Şehir, tekstil, otomotiv, gıda, kimya, mobilya ve diğer endüstrilerde büyüdü. Bursa, Türkiye’nin otomotiv endüstrisinin merkezi haline geldi ve birçok büyük otomobil üreticisi fabrikalarını burada kurdu.

Organize Sanayi Bölgeleri: Bursa, Türkiye’de organize sanayi bölgelerinin ilk kurulduğu şehirlerden biriydi. 1961 Yılında dönemin ‘Yalak Çayırı’ kurulan bugünkü Bursa OSB bu anlamda ülkemizin OSB kültürünü kazanması adına önemli bir kilometre taşı oldu.

İhracat: Bursa’da, otomotiv, tekstil, kimya ve mobilya gibi sektörlerde üretilen ürünler, yurt dışına ihraç edilirken ülkemizin en çok ihracat yapan 5 şehri arasında yer alıyoruz. Özellikle Otomotiv kısmında ise dünyanın neredeyse her ülkesine ürün gönderebilen bir şehir hüviyetindeyiz.

Eğitim ve Araştırma: Bursa’da 3 üniversite ve 200’e yakın Ar-Ge ve Tasarım Merkezi bulunuyor. Bu kurumlar, şehrin yeni teknolojiler geliştirmesi konusunda yetkinliğini artırırken özellikle makine sektöründe Bursa’nın dünyada önde gelen firmalara ev sahipliği yapmasının anahtarını oluşturdu.

***

Bursa Osmanlı döneminde de tarım ve hayvancılığa bağlı bir ticaret noktasıydı. Bursa’da organize olarak sanayileşme sanılanın aksine Cumhuriyetle birlikte değil cumhuriyetten çok sonra 1961’de başladı. Ama bu Bursa’da Cumhuriyetle birlikte fabrikalar kurulmadı demek değil elbette.

Şehirde sanayi ve üretim kültürü oluşması adına 1923’ten sonra 8 önemli fabrika kuruldu.

Türk Tayyare Fabrikası: 1926 yılında Bursa’da kurulan Türk Tayyare Fabrikası, Türkiye’nin havacılık sanayisinin gelişimine katkıda bulunmuş bir tesisdi. İlk uçaklar burada üretildi ve bakımı yapıldı. Daha sonra bu tesis Türk Hava Kurumu’na devredildi.

Sümerbank Bursa Pamuklu Sanayii AŞ: 1934 yılında Bursa’da kurulan bu tekstil fabrikası, Türkiye’nin pamuklu dokuma sanayisinin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Fabrika, kumaş üretimi ve dokuma konularında faaliyet gösterdi.

Sümerbank Bursa Bez Fabrikası: Sümerbank Bursa Pamuklu Sanayii AŞ ile aynı dönemde kurulan bu fabrika, pamuklu kumaşların üretimine odaklandı. Sümerbank, Türkiye’nin tekstil endüstrisine büyük yatırımlar yaptı.

Sümerbank Merinos Halı ve İplik Fabrikası: Bu fabrika, yün iplik ve halı üretimine yönelikti. Türkiye’nin tekstil ve halı sanayisinde önemli bir yere sahipti. Bursa’yı dokuma sanayi merkezlerinden biri haline getiren Merinos Fabrikası’nın açılış töreni, 2 Şubat 1938’de Başbakan Celal Bayar’ın da katıldığı bir törenle yapıldı.

Bursa Şeker Fabrikası: Türkiye’de şeker üretimini teşvik etmek amacıyla 1938 yılında kurulan Bursa Şeker Fabrikası, bölgedeki şeker pancarı üretimini işlemek ve şeker üretmek için önemli bir tesis haline geldi.

Bursa Porselen Fabrikası: Porselen üretimine yönelik olarak kurulan bu fabrika, seramik ve porselen ürünleri üretiyordu.

İznik Çini Fabrikası: Adından da anlaşılacağı gibi İznik’te kuruldu ve geleneksel Türk çini sanatının yaşatılmasına katkı sağladı. Bugün İznik Çinisi markasına yarattığı katkı tartışılmaz bir hal aldı.

Gemlik Suni İpek ve Viskos Mamulleri Sanayii Müessesesi: Sunğipek Fabrikası olarakta bilinen bu fabrikanın adı, 26 Kasım 1935 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir. Sunğipek Fabrikası’nın temeli, 28 Kasım 1935 tarihinde İsmet İnönü tarafından atılmış ve Fabrika 1 Şubat 1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılmıştır. Sunğipek Fabrikası, zamanla teknolojinin eskimesi sonucu üretimini durdurmuştur. Bugün Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Gemlik yerleşkesi olarak kullanılıyor

****

Bu fabrikalar sadece Bursa’da kurulanlar. Bursa’yı özellikle tekstilin merkezinde taşıyan fabrikalar. Ülkemizin dört bir yanında fabrikalar kurulup demir ağlarla hepsi birbirine bağlanmaya çalışırken aradan 100 yıl geçti.

Bursa nitelikli tekstil üretimini sağlayamadığı için dünyada her geçen gün geriliyor ve şehirdeki ihracat sıralamasında otomotiv ve makinenin ardından 3. sıraya geriledi. Bunun altında yatan en büyük neden ise yenilikçi ve katma değerli ürünler üretememek oldu.

Bursa bugün 17 OSB ile bir sanayi üssü halini alırken şehrin tren ulaşımı halen sağlanamadı. Senelerdir bitmeyen çalışmalar 2024’te de bitecek gibi durmuyor.

Bursa ülkemizin Cumhuriyetinin ilanıyla birlikte sanayi üretimine kilometre taşı olacak fabrikalara ev sahipliği yaptı.

Bir fabrikayı bizzat Mustafa Kemal Atatürk açtı.

****

Biz bir idealin ışığında muhteşem bir vizyonla bunları yaparken aynı yıllarda Almanya tarihinin en kara yıllarını yaşıyordu. Mark o kadar değersizleşti ki duvar kâğıdı olarak kullanılıyordu. Ekonomik açıdan bir çıkar yol görünmüyordu.

1922 sonbaharında Almanya tazminat ödemelerini yapamaz hale geldi.

Almanya’nın 1922 sonlarında Fransa’ya tazminat taksitini zamanında ödeyememesinin ardından, Fransız ve Belçikalı birlikler Ocak 1923’te Almanya’nın ana sanayi bölgesi olan Ruhr vadisini işgal etti.

Ülke işçi maaşlarını ödemek için Mark basıp hiperenflasyona neden oldu.

****

1920-1930 arasındaki 10 yıllık süreçte Türkiye pırıl pırıl parlayıp aydınlığa koşarken, Almanya gerçekten bizi kıskanıyordu. Çünkü ekonomik olarak ayakta duramıyorlardı.

Ama aradan 100 yıl geçti;

Türkiye’deki üreticilerin büyük bölümü Almanya’ya ihracat yaparken ona bağımlı hale geldi. Almanya nitelikli ve katma değerli üretim yapıp yarattığı markalarla güçlenirken Türkiye Tier1 ve Tier2 olmaktan öteye geçemedi.

İkisi de 100 yılda oldu. Biz Cumhuriyetimizin 100. Yılını coşkuyla kutladık. Peki birey olarak 100 yıl önce Atamızın koyduğu hedefe ulaşmak için ne yaptık?

85 milyonluk nüfusun devlet memuruna değil ülkeyi kalkındıracak üreticilere ihtiyacı olduğunu unuttuk.

Şimdi başta sorduğum soruyu tekrarlıyorum:

100 yıl önceye göre ne kadar ileriye gittik?