Ece Gürel’in ölümünde gerçek fail kim?

Yayınlama: 13.03.2025
A+
A-

2 Mart Pazar günü gezmek için Belgrad Ormanı’na gideceğini söyleyerek çıkan 36 yaşındaki Ece Gürel aramaların dördüncü gününde uyur halde bulunmuş ve büyük bir sevince neden olmuştu. Ancak Gürel daha sonra hastanede hayatını kaybetmişti. Gürel beraberinde birçok soru işaretini de götürmüştü.

Mesela hangi astroloji eğitimleri aldığı, ormana ayahuasca mı içmeye yoksa ses terapisine mi gittiği, astral seyahate mi çıktığı gibi oldukça ilgi çekici magazinel bir takım soru işaretleri ve ihtimaller günlerdir konuşuluyor. Gürel olayına dair merak edilenler bunlar olunca, hemen konunun uzmanı olan astrologlar da buldukları her ortamda kişisel PR’ları için alıyor eline sazı başlıyor türkü söylemeye.

Peki gerçekten Ece Gürel’i ölüme götüren sürece dair sorulacak sorular ya da bakılacak noktalar bu mu olmalıydı?

Burada sorulması gereken Ece Gürel’in hangi astroloji eğitimlerini aldığı değil, neden bunlara yöneldiğidir. Sadece O’nun değil, bu ülkede yüzlerce insanın neden bu maceraların peşine düştüğünü sormak gerek.

Türkiye’de milyonlarca insan umutsuzluk girdabının içinde. Ertesi gün yeniden uyanmak ve hayata asılmak için kendine neden yaratmaya çabalıyor. Ne yazık ki nesnel koşullar bir şeylerin düzeleceğine dair somut gerçekler ortaya koymuyor. Bu da insanların yeni umut arayışına neden oluyor ki astroloji de tam bu noktada devreye giriyor.

Yaklaşık iki yıl önce astrolojiye olan ilginin neden arttığını sorduğum İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan Veysel Bozkurt, insanların en çok belirsizlikten korktuklarını ve pandemi, ekonomik ve politik krizlerin belirsizliği artırdığını söyleyerek kriz dönemlerinde güvenilirliği ya da geçerliliği test edilmiş delillere dayanan analitik düşünme ve sorgulamanın gerilediğini ifade etmişti. Yani Türkiye’nin bulunduğu güncel ekonomik-politik koşullar tam da astrolojiye merak salmanın mevsimi gibi duruyor.

Ortada iş yerinde mobbinge uğramış bir emekçi var. Uğradığı mobbinge karşı yanında durmasını beklediği eşinden de destek görmek bir yana, bir de onun tafrasıyla mutsuzluk girdabında debelenen bir kadın var. Ece Gürel her ne kadar spiritüel bir maceranın kurbanı olarak gösterilse de aslında dolaylı olarak dipsiz bir çukurun içine itilmiş ve sonunda hem mecazi hem de gerçek anlamda yolunu kaybetmiş emekçi bir kadın. Tıpkı milyonlarcamızın da olabileceği gibi. Tam da bu yüzden şu mistik saçmalıkları bir kenara bırakalım da sırf tazminat vermemek için bir işçiyi mobbinge maruz bırakan düzeni sorgulayalım. Hukuken bir türlü ispat edilemeyen ama kurbanının hayatını zehir eden mobbingi konuşalım. Ona cadılık eğitimi veren şarlatanı hızlıca gözaltına aldırırken, istifaya zorlamak gibi suç işleyen patrona dokunmayan ve adını dahi andırmayan düzeni konuşalım. Ece Gürel’i asıl ölüme sürükleyen bu insan onuruna yakışmayan düzendir.

Astrolojiye ilgi artıyor: Altında yatan sebepler neler?

Yazarın Son Yazıları