Astrolojiye ilgi artıyor: Altında yatan sebepler neler?

Son yıllarda astrolojiye ve spiritüel alanlara olan ilgi giderek artıyor. Astrolojiye olan ilgiyi değerlendiren Astrolog Yasemin Yıldız, astrologların günümüzde günlük, haftalık, aylık burç yorumlarından ziyade, NASA’nın verilerini kullanarak kehanetlerde bulunduğunu söylüyor. Prof. Dr. Veysel Bozkurt ise insan hayatında en büyük korkunun belirsizlik olduğunu, kriz dönemlerinde analitik düşünme ve sorgulamanın gerilediğini ve böyle süreçlerde astrolojiye artan ilginin beklenen bir durum olduğunu ifade ediyor.

Astrolojiye ilgi artıyor: Altında yatan sebepler neler?
Yayınlama: 12.12.2022
A+
A-

Zehra Değirmenci

Astrolojiye olan ilgi son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek artıyor. Kariyer planları, ilişki durumları, Türkiye’de yaklaşan seçimler gibi gerek kişisel gerek toplumsal olaylara dair merak, soruların cevaplarının da astrolojide aranmasına neden oluyor.

Farklı mecralarda yapılan haberlere göre halihazırda var olan ilginin pandemiyle ‘pik’ noktasına ulaştığı bilgisi paylaşılırken, belirsizlik durumlarının bu merakı tetiklediğini ortaya koyuyor.

Euronews’te yer alan habere göre de Rusya ve Ukrayna’da savaş sürecinde astrolojiye olan ilgide patlama yaşandı. İnsanlar en çok savaşı kimin kazanacağını sorarken, liderlerin doğum haritası da merak edilen konuların başında geliyor.

ASTROLOJİYE İLGİ PANDEMİYLE ARTTI

Astrolog Yasemin Yıldız, pandemi sürecinde yaşanan belirsizlik ve hasta sayılarına ilişkin spekülasyonlar nedeniyle insanların bilgiye ulaşabilmek için astrolojiye yöneldiğini, kendisinin de o dönemde astrolojiye olan ilgisinin ve merakının arttığını söylüyor.

Pandeminin ilk aşamasında aşının ne zaman geliştirileceğine dair spekülasyonlar devam ederken, birçok astrolog aşı tarihi konusunda kehanetlerde bulunmuştu. Bu kehanetleri hatırlatan Yıldız, bilim insanları aşı ve üretimi konusunda henüz zaman belirtmezken, astrologların aşının ne zaman geliştirileceğini, salgının seyrinin ne zaman düşeceğini bildiğini ifade etti.

İSABETLİ ÖNGÖRÜLERLE GÜVEN KAZANILDI

Astrolojiyi fal gibi spiritüel alanlardan ayıran Yıldız, astrolojinin yaklaşık altı bin yıllık tarihi bir geçmişi olduğunu, çok eski çağlarda bile insanların Güneş, Ay ve yıldızlarla ilgilendiğini, astrologların gezegen hareketlerini izlerken bilimsel verilere ve NASA verilerine bağlı kaldığını söyledi. Astrolojinin bilimsel verilerle temellendirilmesi ve yapılan öngörülerin de doğru çıkması nedeniyle ilginin arttığını ifade eden Yıldız, “İnsanlar astrolojinin fal olmadığını bilmekle birlikte, astrolojinin sadece ve sadece günlük burç yorumlarından da ibaret olmadığını fark etti. Pandemi sürecinde yapılan isabetli öngörüler nedeniyle pek çok kesimin güvenini kazandı.” şeklinde konuştu.

EN ÇOK EVLİLİK HAKKINDA SORU SORULUYOR

Danışan sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Yıldız, kendisine danışanların en çok evlilik ve ilişkiler konusunda sorular sorduğunu, bazı danışanların ‘ben hayata niye geldim’ sorusunu yönelttiğini, arkadaşlarının ise ekonomik durum ve seçimlere dair merakının yoğun olduğunu ifade ediyor.

Kendisinin temel ve orta seviye astroloji eğitimi, beslenme ve sağlık astrolojisi eğitimi ve sinastri eğitimi de aldığını, ileri seviye astroloji eğitimi sürecinin devam ettiğini ifade eden Yıldız, “Ben daha çok harita analizini, kişinin potansiyelini görmesi açısından önemsiyorum. Kişilerde danışmanlık aldıktan sonra yetenekleri, potansiyeli ve tekamülü hakkında farkındalık oluşuyor. Çünkü ilerleyebilmek için bunu bilmek gerekiyor. Ben potansiyelimi geç fark ettim” diyor ve ekliyor: “Çok fazla eğitmen olduğu gibi eğitimler de fazla. Benim aldığım eğitimlerde önce kişinin haritasına bakılıyor, haritası destekliyorsa eğitime katılabiliyor. Ben eğitimlerimi bu alanda iyi isimlerden aldım. Hocamın doktora tez aşamasında olması, bilim insanı olması bana yakın geldi. Kaldı ki ben de yüksek lisans mezunuyum. Astroloji eğitimi almak isteyenlerin dışında astroloji okur yazarlığı da her geçen gün artıyor. İnsanlar artık burç yorumlarından ziyade, gündemi, ekonomiyi, zamanın ruhunu anlamak için astroloji yazılarını okuyor. Bu konuda da pek çok konuda olduğu gibi bilgi kirliliği olduğu muhakkak. Gençler bilgiye kolay ulaşıyor ve sorguluyor. Bu nedenle seçici olduklarını, yanlış bilgiyi elediklerini düşünüyorum.”

“KRİZ DÖNEMLERİNDE ANALİTİK DÜŞÜNME GERİLER”

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Veysel Bozkurt ise insanların en çok belirsizlikten korktuklarını ve pandemi, ekonomik ve politik krizlerin belirsizliği artırdığını söylüyor. Kriz dönemlerinde güvenilirliği ya da geçerliliği test edilmiş delillere dayanan analitik düşünme ve sorgulamanın gerilediğini vurgulayan Bozkurt, “Bunun yerine sezgisel düşünme daha baskın hale gelir. Yaşadıklarına bir anlam yüklemek ve belirsizliği azaltmak isteyen insanların böyle dönemlerde astrologlara daha fazla başvurması beklenen bir durumdur.” diyor.

“KAYGILI DÖNEMLERİMİZDE HEPİMİZ FAL BAKTIRMAK İSTERİZ”

İnsanların, astrologların açıklamalarındaki genel-geçer ifadeler sayesinde yaşadıklarına bir açıklama bulmasıyla kaygısının azaldığını söyleyen Bozkurt, “Nitekim hepimizin kaygılı olduğumuz ve bir şeylerin cevabını aradığımız dönemlerde iyi fal baktığı söylenen birinin falımıza bakmasını istediğimiz olmuştur.” diyor ve ekliyor: “Astroloji sözcüğünün sonunda ‘loji’ sizi yanıltmasın. Nihayetinde astroloji denilen şeyle kahve falı aynı ihtiyaçlara cevap veriyor. Kahve falının doğru çıkma olasılığı neyse astrolog denilenlerin genel ifadelerinin doğruluk payı odur.’

“HERKESE UYAN BİR ŞEY VARDIR”

Krizlerin, dolayısıyla belirsizliklerin arttığı süreçlerde astrologlara, falcılara ve komplo teorisyenlerine olan ilginin de benzer ölçüde arttığına dikkat çeken Bozkurt, “İçimizde bir ses ‘yalan da olsa sevdiğini söyle’ diyor. Falcılar, astrologlar da çoğu zaman insanların duymak istediklerini söylüyor. ‘Barnum etkisi’ teorisinde de belirtildiği şekilde nasıl olsa ‘herkese uyan bir şey var’dır.  Forrer’in Barnum teorisi astrologların yorumlarının arkasındaki zihin mekanizmasını anlamak bakımından son derece kıymetlidir.” sözleriyle ilginin temelini açıklıyor.

Sekülerleşmeyle beraber dinin bazı bireyler üzerindeki etkisini kaybettiğini ifade eden Bozkurt, yaşadıklarını kader anlayışı içinde anlamlandıran dindar insanların karşısında seküler bireylerin daha fazla ‘anlam krizi’ yaşadığını söylerken, sekülerleşmenin yarattığı anlam boşluğunu belirli ölçüde kişisel gelişim uzmanlarının, komplo teorisyenlerinin ve astrologların doldurduğunu dile getiriyor.

“ASTROLOGLAR BİLİMİN SAYGINLIĞINDAN İSTİFADE EDİYOR”

Astrolojinin bilimsel temellere dayandığı söylemine de cevap veren Bozkurt, astrologların hangi bilim disiplininin tornasından ve sınavlarından geçtiklerini soruyor. Bilimin güvenilirliği ve geçerliliği test edilmiş verilere dayanan sorumlu konuşmayı esas aldığını söyleyen Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Astronomi bir bilimdir. Astroloji ise bilim değil, bir tür kehanettir. Astrologlar kendilerini meşrulaştırmak için bilimin saygınlığından istifade etmeye çalışıyorlar. Yaptıkları işin falcılıktan bir farkı yok. İnsanların kehanet yani belirsizliği azaltma ihtiyacı devam ettiği sürece bunlara ilgi de devam edecektir. Yani ‘şeyh uçmuyor’, kehanet ihtiyacı içindeki insanlar astrologları uçuruyor.”