Aydın kime denmez?

Yayınlama: 17.12.2023
A+
A-

Geçtiğimiz günlerde internette sıkça karşıma çıkan Celal Şengör’ün Fransız İhtilali ve madencilik faaliyetlerinin doğayı tahrip etmesine karşı sarf ettiği sözler, beni bir kavram üzerine yeniden düşündürttü. Aydın kime denir ya da kime denmez?

Kendi düşünce dünyam içerisinde Celal Şengör ve saz arkadaşları gibi Tiktok aydınlarına yer olmadığı için, oradan gelen hiçbir söz öbeği ya kulağıma ilişmiyor ya da hızlıca uzağıma atıyorum normalde. Ancak bu defa kaçamadım. Kendi fikir odamın penceresinden kafayı hafif uzatınca da, bu Tiktok aydınlarını referans alan ne çok insan olduğunu fark ettim.

Buradan yola çıkarak aydın sorumluluğu ifadesi üzerine kısaca durmak gerek sanırım. Yanılmıyorsam bu ifade ilk olarak Noam Chomsky tarafından Amerika’nın Vietnam işgali sonrası kaleme aldığı “The Responsibility of Intellectuals” makalesinde kullanıldı. Amerikan hükümetinin savaşı meşrulaştırmak için kültürel alana uygulamış olduğu yoğun baskıya karşı Chomsky, çağrı niteliğindeki makalesinde savaşın gerekçesini meşrulaştıran içerikler üreten meslektaşlarını, Vietnam’daki Amerikan katliamına karşı sorumlu davranmaya ve tavır almaya davet ediyordu.

Aydın konumu pasif bir uzmanlık alanı olmanın aksine aktif bir tutum almanın adıdır aslında. Aydın, doğası gereği muhaliftir. İktidar ve düzeni meşru kılmanın aksine onunla devamlı bir çatışma halindedir. Entelektüel kapasitesini muktedirlerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde değil, geniş halk yığınlarının çıkarına olacak şekilde kullanır. Bu anlamıyla da aydın kişi bir taraftır ve doğası gereği yelpazenin solunda yer alır.

Solcu aydınların sistematik bir biçimde ana akımın dışına itilmesinin bir sonucu olarak meydan, aydın kavramının uzağından bile geçmeyecek kişilere kaldı. Koca koca adamların Beyaz Futbol ciddiyetinde tarih ve sosyoloji tartışması ve gösteri toplumunun birer aparatı haline gelmesini şaşkınlık içerisinde izliyoruz.

Bunların bir kısmı da muhaliflik ve cumhuriyetçilik adına yapılıyor. Politik muhtevasından arındırlmış Mustafa Kemal güzellemeleri bir yanda, kitleleri cehaletle suçlayarak aşağılamak bir yanda uçuşuyor. Böylelikle hayatın her alanında sıkışma yaşayan muhalif kitlelerin fantezi dünyası bir nebze doyurulmuş olurken iktidar da kendi kitlesine dönüp “görüyorsunuz, ben gidersem bunlar sizi çiğ çiğ yiyecek” diyebiliyor. Böylelikle bu Tiktok aydınlarının ne Atatürkçülüğü zedelenmiş oluyor, ne iktidarla başı derde giriyor. Günün sonunda herkes mutlu.

Demem odur ki, karanlığa hizmet eden aydın olmaz. Aydının değeri karanlık karşısında aldığı pozisyon ve ürettiği fayda ile ölçülür. Celal Şengör tipi aydın modelinin, ülkenin çoraklaşan düşünce dünyasında payı çoktur ve aksi de düşünülemez. Fikir yelpazesinin sağında kitleler hayrına bir şey yoktur. Yelpazenin solunda yer alan fikirler hem siyasal alanı gasp eden hem kültürel alanı gasp eden Lordlar’ın hükümdarlığına son verebilirler.

Yazarın Son Yazıları