Afet bölgesinde çocukların yüzünü güldürenler neden engellenir?

İn cin top oynadığı Pazarcık’ta hayat çadırlara sıkışmış durumda. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı Pazarcık’ta KESK’in kurduğu yardım çadırında sağlık çalışanları, gönüllü öğretmenler ve diğer meslek grupları çalışma yürütüyor. Çocukların yüzünün güldüğü bu merkez de türlü engellemeler ile karşı karşıya.

Afet bölgesinde çocukların yüzünü güldürenler neden engellenir?
Yayınlama: 18.02.2023
A+
A-

Bursa Tanık/İzlenim

Büyüdüğünüzde sokaklarında dolaştığınız kente bakıp “ne kadar küçükmüş” dediğiniz olmuştur. Sanki bir sokak öteye gitseniz kaybolacakmışsınız gibi bir his. Maraş, Pazarcık merkezli depremin ardından 12 gün geçti bile. Binlercesi öldü, binlercesi yaralandı. Kimi annesini babasını, kimi çocuklarını kimi de akrabalarını kaybetti. Herkes için oldukça zor olan deprem, bütün şiddetiyle ürkütücü yüzünü gösteriyor. ‘Dünyası’ yıkılan çocuklar belki de yaşananların, kimi kaybettiğinin farkında değil. Ancak anormal bir hal içerisinde olduklarının oldukça farkındalar. Yetişkinlerin peşinden nereye gittiğini, neyle karşılaşacağını bilmeden sürüklenen çocuklar, yüzlercesi anne ve babasız kaldı. Hiçbirinin yüzü gülmüyordu. 12 gün sonra çocukların resim çizdiği, futbol oynadığı, birbirleriyle şakalaşıp didiştiği bir koordinasyon merkeziyle karşılaştık.

Ankara’dan gelen KESK üyeleri sağlık çalışanından, öğretmenine kadar gönüllü olmuşlar dayanışmanın yaşattığını göstermek için. İn cin top oynadığı Pazarcık’ta hele ki böylesi kaotik bir durumda gülen çocuklar görmek herkese iyi hissettiriyor. Çocuklar “öğretmenim bana meyve suyu vermediniz”, “öğretmenim ben de boyama defteri istiyorum” diyorlar. Bu iyiliğin karşısına yine devlet dikilmiş orada. Neden mi? “Benden başka büyük yoktur” büyüklenmesiyle.

Cenazelerini defnedenler yahut artık kalacak bir evi olmayanlar yıllarını geçirdiği kenti terk etmek üzere sırasını bekliyor. Kalanlar ise AFAD çadırlarında barınmaya çalışıyor. Kentte sivilinden resmisine kadar emniyet güçleri artık daha kalabalık görünür oldu. Devlet, kendi dışındaki organizasyonların alternatif olmasına mahal vermeyecek bir baskıyı hissettirmeye başladı. Öyle ki görüntülerini çekip, ses kayıtlarını almak istediğimiz depremzedeler “bilmem muhtar izin verir mi?” diyor. Muhtar gelince, yalnızca bilgi vermekle yetiniyor. Polislerin “gazetecilerle konuşmayın, OHAL var” telkini karşılık bulmuş olacak ki insanlar aleni diyalog kuramıyoruz.

EN BÜYÜK SORUN HİJYEN

Afet bölgesine büyük oranda gıda temini sağlanmış görünüyor. İnsanlar, ‘sağlıksız’ da olsa yiyecek ve içecek bulabiliyorlar. Fakat 12 gün geçmesine rağmen hala musluktan akmaya su, sokağı aydınlatmayan elektrik büyük sorun. Çocuklar hasta, yaşlılar ilaçlarını kullanamıyor. Lavabo bulmanın hele ki temiz lavabo bulmanın paha biçilemediği afet bölgesindeki en büyük yakınma hijyenle ilgili. Kimle konuşsak, kime dokunsak artık kurdukları ilk cümle “temizlik” oluyor.

‘HDP YARDIM İÇİN BURADAYDI’

Lavabo kullanılabilen yerleri kapısındaki askerle artık kayyım yönetiyor. HDP’nin Hasankoca Köyü’ndeki yardım merkezinde askerler kapıda nöbet tutuyor. Tuvaleti kullanmak için izin istediğimiz yardım merkezine sivil girişler kapalı olduğu için giremedik. Zaten, bizim dışımızda da sivil başka kimse yoktu. Ne bir TIR geliyordu, ne bir yardım depremzedeler için yola çıkıyordu! Memiş Özdal Mahallesi’nde konuştuğumuz depremzedeler, HDP’nin siyasi şov yapmadığını yardım amacıyla burada olduğunu ve onlardan rahatsız olmadıklarını söyledi.

‘HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI EKSİK GEDİK’

Pazarcık Memiş Özdal Mahallesi’ne geri dönüyoruz, AFAD çadırlarının önünde bavullarıyla yolculuğa çıkacak olan insanlar bekliyor. Mahallede insan sayısı epeyce azalmış. Her gün onlarca kişi başka şehirdeki yakınlarının yolunu tutuyor. Gözle görülür biçimde artan çadırlarda yaşam düşünüldüğü kadar kolay değil. Geceleri eksinin altına düşen sıcaklık yaşamı oldukça zorlaştırıyor. Hele ki bu duruma sağlık sorunları eklenince. Hasta olan sadece yaşlılar değil, çocuklar da benzer riskleri taşıyor. Bütün bunlar olup biterken, hasar tespit çalışmaları bir yandan devam ediyor. Memiş Özdal Mahallesi’nde 26 ev için acil yıkım kararı verilmiş. Ancak çalışmaların çok sağlıklı ilerlediği söylenemez. Etrafta, evlere dahi girilmeden raporlar tutulduğunu, yan yatmış evlerde hasar olmadığı yönünde raporlar tutulduğu iddiaları da konuşuluyor. Benzer durum Nurhak’ta da vardı. Yetkililerin evlerin içine girmeden hasar tespit çalışması yapması insanların eleştirilerine neden olsa da şu an için bunu düşünüp konuşacak vakitleri yok.

KESK’E ENGELLEME

Başka bir mahalleye KESK Koordinasyon Merkezi’ne devam ediyoruz. Sağlıkçılardan, öğretmenlere ve gönüllülere kadar pek çok insan dayanışma göstermek için Maraş’ta. Fakat devletin ‘katı yüzü’ burada da kendini göstermiş. Maraş KESK Koordinatörü Mehmet Şirin Bulga, insanların kendilerine “iyi ki burada bizimlesiniz” dediğini aktarıyor. Ardından, depremzedeler için getirdikleri konteynıra el koyulduğunu ve koordinasyonun AFAD rızasıyla yapılacağını kaydediyor. KESK’in koordine ettiği alanda, niyetlerinin insanların yaralarını sarmak ve onlarla beraber olmak olduğunu kaydeden Bulga, devletin kendine paralel bir sistem istememesi yüzünden baskı yapıldığını belirtiyor. Bulga, kendi amaçlarının da paralel bir sistem örmek değil varolanın üzerine kendi güçlerini ekleyerek daha faydalı olabilmek olduğunu vurguluyor.

ÇOCUKLAR AKRANLARIYLA MUTLU

Aynı merkezde, ayakta tedavi edilebilecek hastalar için sağlıkçılar hazır bekliyor. Çocuklar için öğretmenler bulunuyor. Yaklaşık 25 kadar çocukla, boyama, spor etkinliği düzenleyen gönüllü öğretmenlerden Leyla Akyürek de hijyen sorununun çocuklar açısından tehlikeli olduğunu söylüyor. Akyürek, çocukların akranlarıyla bir arada bulunmasının rehabilitasyon açısından daha verimli olduğunu belirterek, çalışmaların daha sistemli yapılmasının elzem olduğunu kaydediyor. Afet bölgesinde tanık olduğumuz kadarıyla yüzü gülen, oyun oynayan çocuklarla ilk kez karşılaştık. AFAD çadırlarına çizdikleri resimleri asan çocuklar, “bir, iki, üç, dört, beş…” diye numaralandırılmış çadırlarını artık resimleriyle akıllarında tutuyor. Pazarcık’ın ardından Maraş merkeze devam ediyoruz…

Haber Merkezi