SOL Parti Bursa’da buluşma düzenleyecek: İktidarın gitmesi cehennemin kapılarını kapatabilir

SOL Parti Bursa İl Örgütü, ‘yeter, gönderelim’ kampanyasıyla Bursa’da ilk kitlesel buluşmasını yapmaya hazırlanıyor. Gerçekleştirilecek olan buluşmada SOL Parti’nin merkez ve il yönetiminden kişilerin yanı sıra Bursa’da direnişin odağı olan kesimler de kürsüden sözlerini söyleyecek.

SOL Parti Bursa’da buluşma düzenleyecek: İktidarın gitmesi cehennemin kapılarını kapatabilir
Yayınlama: 20.01.2023
A+
A-

Zehra Değirmenci

SOL Parti Bursa İl Örgütü 22 Ocak Pazar günü saat 13.00’de seçime dair ilk kitlesel buluşmasını Bursa’da yapmaya hazırlanıyor. Saat 12.00’de Osmangazi metro istasyonu önünde biraraya gelip, oradan yürüyüşle Kent Meydanı’nda buluşma yapılacak.

“Yeter, gönderelim” sloganıyla düzenlenecek olan bu buluşmada SOL Parti Başkanlar Kurulu üyelerinin ve SOL Parti Bursa İl Örgütü’nden temsilcilerin yanı sıra Bursa’da direniş odağı olan kesimler de kürsüde konuşma yapacak.

Bursa’dan sonra 15 ilde de benzer şekilde örgütlenecek olan kitlesel buluşmalarda SOL Parti seçime dair tutumumunu, politik gündeme nasıl baktığını, seçimdeki konumlanışını, önerdikleri politikaları anlatmayı hedefliyor.

Yaklaşan buluşma öncesi SOL Parti Bursa İl Başkanı Uğur Kurt’la buluşmanın ana ekseni olan seçime dair partinin tavrını ve bu süreçte nasıl konumlanacağını konuştuk.

PARTİ TAŞRADA KİTLESEL BULUŞMALAR ÖRGÜTLEYEBİLİYOR

Kitlesel buluşmaları İstanbul ve Ankara’da da yapacaklarını dile getiren Kurt, parti olarak taşra illerinde de olmak istediklerini söyledi.  Daha önce de Fatsa’da ‘Fındık Mitingi’ ve Uşak’ta da ‘Üretici Mitingi’ yaptıklarını hatırlatan Kurt, burada yapılan mitinglerin aslında partinin Anadolu’da yaygın bir örgütlülüğünün bulunduğunun, taşraya kadar ilerleyebildiğinin somut bir göstergesi olduğunu ifade etti. Bursa’nın taşra sayılmasa da yine de siyasetin hep Ankara ve İstanbul’a sıkışmaması gerektiğini ifade eden Kurt, buluşmanın ilk ayağının Bursa’da olmasının önemli bir nedeninin de buranın önemli bir işçi havzası olmasından kaynakladığını açıkladı.

Seçim tarihi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 14 Mayıs olarak açıklandı. Millet İttifakı’nın adayı henüz belirlenmezken, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşeni HDP ise kendi adayıyla seçime gireceğini kamuoyuna duyurdu.

“SEÇİM İKİNCİ TURA KALMAMALI”

Parti olarak önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine bir ‘Ekmeleddin İhsanoğlu vakası’ gibi gericiliği yeniden üretecek, rejimin devamlılığını üstlenecek bir aday çıkarılmazsa Millet İttifakı’nın adayını destekleyeceklerini açıklayan Kurt, “Muhalefete de önerimiz bu işin ikinci tura kalmadan ilk turda çözülmesi yönünde. Seçimin ikinci tura kalması durumunda iktidarın bu süreci kendi lehine çevirebilme ihtimaline karşı tek adayla seçime girilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

Kurt, HDP’nin kendi adayıyla seçime girmesini, “HDP bir aday çıkarır mı bilmiyoruz. Bir pazarlık alanı yaratma, kendi taleplerini altılı masaya da taşıma durumu söz konusu ama haklı oldukları taraf var. Altılı Masa’nın onları görmezden gelen tavrı söz konusu ancak HDP onların emir eri değil. Gerçek anlamda bir temsiliyeti var. Millet ittifakı onlara da kulak tıkamamalı. Ama öte yandan bu seçim önemli bir seçim olacak. Bu noktada haklı da olsa birtakım taleplerin daha geri planda durması gerektiğini düşünüyoruz. Ama en nihayetinde kendi takdirleri.” sözleriyle değerlendirdi.

MİLLET İTTİFAKI GENİŞ HALK KİTLELERİNİ ESAS ALMALI

Gerek Altılı Masa’nın içerisinde yer alan bazı siyasi partiler gerek CHP’nin ‘başörtüsü’ çıkışı, Millet İttifakı’nın muhafazakar seçmene hitap ederken kendi tabanıyla ters düştüğü eleştirilerine neden oldu. Millet İttifakı’nın ‘karşı mahalle’ye hitap etme konusunda ısrarcı olmasını hatalı bir karar olarak değerlendiren Kurt, “Açıkçası yaptıklarına baktığımızda ‘acaba bunlar gerçekten kazanmak istiyor mu’ diye soruyoruz. Gerçekten kazanmak istiyorlarsa Emek ve Özgürlük İttifakı’nı da bizim oluşturduğumuz Sosyalist Güç Birliğini ve genel olarak geniş halk kitlelerinin taleplerini esas alan, bu konuda inandırıcılığı yüksek bir adayı seçmelerinin daha rasyonel olacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

“HEDEFİMİZ TOPLUMSAL TALEPLERİN TAŞIYICISI OLMAK”

AKP’ye hayır derken, Millet İttifakı’na da büsbütün evet demediklerinin altını çizen Kurt, sosyalist bir adayla seçime girmeye odaklanmamalarının sebebini şu sözlerle açıkladı:

“Bir pankartımız vardı Lula’ya atıf yaptığımız, üzerinde “Bu iktidarın gitmesi cennetin kapılarını açmayacak ama cehennemin kapılarını kapatabilir” yazıyordu. Dolayısıyla bu perspektiften bakınca sosyalist bir adaya odaklanmanın öncelikli olmadığını da düşünüyoruz. Normalde olması gereken o, öyle olmasını isterdik. Şu an bir yol ayrımındayız. İyisiyle kötüsüyle cumhuriyetin bazı kazanımları yerini koruyor. Önümüzdeki seçimde bu kazanımları ya tamamıyla kaybedeceğiz ya da daha olumlu bir yöne evrilteceğiz. Dolayısıyla tüm muhalefet bileşenlerinin ortaklaşması gerektiği başlıca mesele, ‘Tek adamın’ mümkünse ilk turda gönderilmesi. Ama biz tabi ki seçim sürecinin her aşamasında sosyalistlerin sözünü sokağa taşıyacağız.”

İktidarın gitmesi kadar onu alaşağı edecek gücün yapısının da önemini vurgulayan Kurt, SOL Parti olarak aktif sorumluluk alacaklarını ama mücadele alanlarının sokaklar olacağını ifade etti. Bu anlamda pazar günü yapacakları buluşmaya dikkat çeken Kurt, “Ama AKP iktidarı gitsin ya da gitmesin muhalefetin halkın toplumsal taleplerinin taşıyıcısı olmadığını söylüyoruz. Dolayısıyla bizim en önemli görevimiz de toplumsal taleplerin taşıyıcısı olmak, bunları dillendirmek, sol-kamucu politikaları, laikliği, bağımsızlığı emekten yana politikaları gündeme getirmek, bunun mücadelesini yükseltmektir. Pazar günü yapacağımız açıklama biraz bunu da içeriyor. Somut bazı mücadele başlıkları var.  Vergide adalet, sermayeden vergi alınması, 32 saat 4 iş günü mesai sistemi, enflasyon karşısında ezilen emekçi ve emeklilerin insanca bir ücrete kavuşmaları, örgütlenme ve mücadele hakkı gibi başlıklar bizim mücadele başlıklarımız olacak.” diye konuştu.