Bursa Su Kolektifi: Bursa’da 4 milyon metrekarelik alan orman vasfından çıkarıldı

Bursa Su Kolektifi, Cumhurbaşkanı kararı ile ormanlık alanların ormanlık vasfından çıkarılmasını ve maden ocaklarının izinsiz açılmasını protesto etmek amacıyla FSM Bulvarı’nda Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bursa Su Kolektifi: Bursa’da 4 milyon metrekarelik alan orman vasfından çıkarıldı
Yayınlama: 31.01.2024
A+
A-

Bursa Su Kolektifi, ormanlık alanların Cumhurbaşkanı kararı ile ormanlık vasfından çıkarılmasını ve ormanlık alanlarda maden ocağı işletmelerine izin verilmesini basın açıklamasıyla protesto etti. Kolektif adına Şafak Erdem ve Caner Gökbayrak tarafından okundu.

Kolektif, 2021 yılından itibaren Cumhurbaşkanı kararı ile ormanlık alanların ormanlık vasfından çıkarıldığını ve bu hakkın sıkça kullanıldığını vurgulayarak, son olarak 19 Ocak’ta 13 ildeki orman alanlarının 6 milyon metrekarelik kısmının orman dışına çıkarıldığını belirtti. Bu alanın 4 milyon metrekarelik kısmının Bursa’nın İnegöl, Kestel ve Gürsu ormanlarına ait olduğuna dikkat çekti ve Türkiye genelinde orman dışına çıkarılan alanın toplamda 22 milyon 340 bin metrekare olduğunu açıkladı.

“ORMAN İÇİNDE VERİLEN İZİNLER ORMANIN PARÇALANMASINA SEBEP OLUYOR”

Ormanlık alanları parçalayan bir diğer etken olarak maden ocağı işletmelerine izin verilmesini eleştirerek, “Orman içinde izin verilen projeler ormanın parçalanmasına, habitatın değişmesine ve orman parçalarının yapısında ve işlevlerinde uzun vadeli değişikliklere sebep oluyor. 2008 yılında 10 hektardan küçük orman parçalarının sayısı 55.484, 2019 yılında ise 120.789 yani 11 yıl gibi kısa bir süre içinde rekor bir oranla %118 artmış. Buna rağmen iktidar hala ağaçlandırmaların rekor düzeylerinden bahsedebiliyor. Orman dışına çıkarılan alanların 2 katı alanı ağaçlandıracağız deniyor ama nerede veya ağaçlandırma yapıldı mı belli değil. ÇED raporlarında kesilenin 3 katı 5 katı ağaç dikeceğiz taahhütleri, rehabilite edeceğiz sözleri havada uçuşuyor. Bunları şirketlerden duymayı normal karşılıyoruz. En az maliyetle en büyük kar için kolaylıkla tahsis izinlerini alabildikleri orman sahasında işletme kurmak onlar için en kolayı. Bizlerin anlayamadığı ormanları korumakla yükümlü olan kurumlardan da bunlara benzer sözleri işitmektir.” denildi.

Ormanların sadece sermaye grupları için birer hammadde kaynağı olarak görüldüğünü ve hükümetin maden, turizm teşvik kanunu, orman kanunu ve ilgili yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle ormanların talanına zemin hazırladığını ifade edildi. Ayrıca, milli parkların statüsünün değiştirildiği ve ormanların korunmasına dair yetersiz önlemler alındığına dikkat çekti.

Ağaçlandırma vaatlerinin gerçekleşmediğini ve rehabilite edilmeyen maden sahalarının doğaya zarar verdiğini vurgulayan Bursa Su Kolektifi, açıklamaya şu şekilde devam etti.

“2008 yılında 10 hektardan küçük orman parçalarının sayısı 55 bin 484, 2019 yılında ise 120 bin 789 yani 11 yıl gibi kısa bir süre içinde rekor bir oranla yüzde 118 artmış. Buna rağmen iktidar hala ağaçlandırmaların rekor düzeylerinden bahsedebiliyor. Orman dışına çıkarılan alanların 2 katı alanı ağaçlandıracağız deniyor ama nerede veya ağaçlandırma yapıldı mı belli değil. ÇED raporlarında kesilenin 3 katı 5 katı ağaç dikeceğiz taahhütleri, rehabilite edeceğiz sözleri havada uçuşuyor. Bunları şirketlerden duymayı normal karşılıyoruz. En az maliyetle en büyük kar için kolaylıkla tahsis izinlerini alabildikleri orman sahasında işletme kurmak onlar için en kolayı. Bizlerin anlayamadığı ormanları korumakla yükümlü olan kurumlardan da bunlara benzer sözleri işitmektir.”

“KİRAZLIYAYLA’LILARIN TOPRAKLARINI GERİ VERİN, ALANI ESKİ HALİNE GETİRİN”

Maden işletmelerinin ülkenin ekonomisine sadece küçük bir katkı sağladığını ve kamu yararı adı altında ormanların tahsis edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Bursa Su Kolektifi “Artık yeter! Ormanlardan elinizi çekin! İhmaller ve ihlalleriniz Sayıştay raporları ile sabitken yeni maden sahalarına, otellere, taş ocaklarına ormanları tahsis etmeyin. Tek bir kişinin imzasıyla ‘orman olarak korunmasında yarar görülmeyen’ tabirini ekleyerek çıkardığınız bu alanların birçoğu o bölgede kalan son ağaçlık çalılık alanlar. Orman alanı dışına çıkarılma amacının ne olduğu, toplum ve kamu yararına olup olmadığı ise belirsiz. Maden işletmelerinin ülkenin gayrisafi milli hasılasına sadece yüzde 1 ile 1,5 arasında katkı sağladığının, enerji bakanlığı ve MAPEG’in kısa vadeli ekonomik hedeflere odaklı yönetiminin kamu yararı olarak adlandırılamayacağını ifşa ediyoruz. Bu sebeple Bursa Valiliğine sesleniyoruz. Orhaneli’de altın madeni istemiyoruz! Dört bir yanımız rehabilite edilmemiş mermer ocakları ile doluyken Kemalpaşa’da, Orhaneli’de yeni mermer ocaklarına izin vermeyin. 4 yılı geçen mücadeleden sonra ÇED Olumlu Kararı’nın iptal edilmesine sevinen Kirazlıyayla’lıların topraklarını geri verin, alanı eski haline getirin!” açıklamalarında bulundu.

Haber Merkezi