Vergide tavan düştükçe, yoksullar daha fazla vergi ödedi

Gelir vergi diliminin 2000’lerden 2023’e gelinen süreçte olması gerekenin altında kalmasıyla birlikte, emekçiler daha fazla vergi ödemeye başladı. Giderek artan enflasyonla birlikte, vergi yükünün artmasına tepki gösteren işçi sendikaları vergide adalet talep ediyor.

Vergide tavan düştükçe, yoksullar daha fazla vergi ödedi
Yayınlama: 03.11.2023
A+
A-

BURSATANIK ÖZEL

Giderek artan enflasyon ile ücretlere yapılan zamlarla birlikte, 2000’li yıllardan 2023’e kadar gelir vergisi tavanı düştü. Gelir vergisi tavanın düşmesiyle birlikte, ücretli çalışanlar yıl içerisinde daha fazla vergi ödemeye başladı. DİSK-AR geçtiğimiz ekim ayında hazırladığı raporda göre 22 yıl önce ilk dilim gelir vergisi asgari ücretin 21 katına denk gelirken, bu oran 2023 itibariyle asgari ücretin yalnızca 7 katı düzeyinde.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli zamanlarda yaptığı açıklamalar ile her ne kadar 21 yıldır çalışanları enflasyona ezdirmediğini söylemiş olsa da mevcut koşullarda çalışanlar hem doğrudan hem dolaylı daha fazla vergi ödüyor. Üstelik Orta Vadeli Plan ile birlikte önümüzdeki yıllarda çalışanların ödeyeceği vergilerin artırılması planlanıyor.

‘HÜKÜMET ZENGİNİ VERGİLENDİRMEKTEN KAÇINIYOR’

Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk de vergideki adaletsizliğe vurgu yaparak, toplu sözleşmelerle elde edilen ücretlerin de kısa süre içerisinde eridiğini söyledi. Sosyal haklardan, ikramiyelere ve ücret zammına kadar her şeyin brüt hesap içerisine katıldığını belirten Öztürk, emekçilerin böylelikle mağdur edildiğini söylüyor.
Dolaylı vergi nedeniyle de adaletsizlik oluştuğunu ise Öztürk şöyle anlatıyor: “Adaletsizliğin bir diğer boyutu dolaylı vergiler üzerinden yaşanıyor. Dolaylı vergiler oranının giderek yükseldiğini görüyoruz. Siyasal iktidar, sermayeyi ve zenginleri vergilendirmekten kaçınıyor, dolaylı vergileri artırmaya devam ediyor. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki oranı 1990’da yüzde 48 ve 2000’de yüzde 59 iken 2022’de yüzde 64’e ulaşmış durumda.”

DOLAYLI VERGİ YÜKÜ DE ARTTI

Enflasyon karşısında emekçinin hızla yoksullaştığı bir dönemde olunduğunu sözlerine ekleyen Öztürk, şöyle devam ediyor: “Yüzde 18’lik KDV oranı yüzde 20’ye, yüzde 8’lik KDV oranı ise yüzde 10’a yükseltildi. Dolaylı vergilerin payı, yani işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin vergi yükü daha da arttırıldı” diyor.

‘OVP İLE VERGİ YÜKÜ ARTACAK’

OECD ülkelerinde doğrudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığı yüzde 65. Türkiye’de ise OECD’nin aksine, doğrudan vergiler yüzde 35, dolaylı vergiler yüzde 65 düzeyinde. Öztürk, bunun kabul edilemeyeceğini belirterek OVP’nin gelecekte daha ağır vergi yükü oluşturmayı hedeflediğini şöyle anlatıyor:

“2023 yılı bütçesinde hedeflenen vergi geliri 3.1 trilyon olarak açıklanmıştı. Bugün OVP ile bu hedefin 4.2 trilyon TL’ye çıkarıldığını görüyoruz. Gelecek yıl hedefi 7.4 trilyon TL, 2025 içinse 9.5 trilyon TL olarak açıklandı. Bu, yanlış giden ekonominin, krizin faturasının vergiler yoluyla emekçiye yıkılması anlamına geliyor. Hükümet, emekçileri, yolunacak kaz olarak görmekten vazgeçmelidir. Vergi dilimleri günün koşullarına göre güncellenmeli, ücretlilerden alınan gelir vergisi tarife oranı yüzde 10’a sabitlenmelidir. Doğrudan ve dolaylı vergiler üzerinde yaşanan adaletsizliğe son verilmelidir.”

Haber Merkezi