Tarladan sofraya Bursa domatesi

Bursa’da kentin kırsal mahallelerinde evlerin bahçelerinde yakılan ocaklarda, kazanlar içerisinde domates ve biberler saatlerce süren meşakkatli bir uğraşın sonunda salça haline getiriliyor. Kavanozlara doldurulan salçalar, kış günlerinde sabah kahvaltılarına ve yemeklere lezzet katıyor. 52 yaşındaki Gülten Türkmen annesinden öğrendiği salça yapımını ablaları ile birlikte imece usulü yaparak sürdürüyor.

Tarladan sofraya Bursa domatesi
Yayınlama: 05.10.2023
A+
A-

Bursa Türkiye’nin salçalık domates üretim merkezlerinden. Özellikle Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde önemli oranda yetiştirilen salçalık domatesler kentin merkez ilçelerinde ve ülkenin dört bir yanındaki tezgahlarda yerini alıyor.

Bursa’da yaklaşan kış mevsimi öncesinde kentin kırsal mahallelerinde evlerin bahçelerinde veyahut mahalledeki boş arsalarda yakılan ocaklarda, kazanlar içerisinde domates ve biberler saatlerce süren meşakkatli bir uğraşın sonunda salça haline getiriliyor.

“HER SENE BU ZAHMETLİ İŞE GİRİŞİRİZ”

Mustafakemalpaşa’dan, Yenişehir’den, Karacabey’den Bursa’nın semt pazarlarına ulaşan domatesler Bursalılar tarafından salça yapılmak üzere özenle seçiliyor. Bursalı Gülten Türkmen tam 30 yıldır annesinden öğrendiği şekilde salça yapmak için Büyükorhan’daki köylerinin yolunu tutuyor. Her yıl güz aylarında ablaları ile birlikte salça yaptıklarını anlatan Türkmen, hazır salçaların ev yapımının yerini tutmadığını, bu nedenle de bu zahmetli işe her sene bıkmadan kalkıştıklarını ifade ediyor.

SALÇA YAPMAK BURSA’DA BİR GELENEK

Salça yapmanın güz gelince Bursa’da bir gelenek gibi olduğunu belirtiyor Türkmen ve ekliyor, “Bursamızın domatesi tatlıdır. Salçası çok güzel oluyor. Yapması zahmetli ama alışmışız, güz gelince yapmak istiyoruz. Domatesi kendimiz seçiyoruz, kendimiz yıkıyoruz, kendimiz yapıyoruz. Böyle olunca içimiz daha rahat ediyor, tertemiz oluyor.”

“GENÇLER DE BU GELENEĞİ SÜRDÜRÜYOR”

Türkmen, Bursa Merkez’de salça yapmaya uygun koşulları olmayan gençlerin dahi köye gelerek kışlık salçalarını yaptığını anlatıyor. Bu geleneği sürdürmek için muhtarların da yardımları olduğunu belirtmeden geçmiyor.

Salça yapmanın şimdilerde eskiye göre daha az zahmetli olduğunu anlatan Türkmen, salça yapımı için üretilmiş makinelerin muhtarlar tarafından köylülere ulaştırıldığını, böylece işlerinin daha kolaylaştığını belirtiyor.

“ZAHMETLİ OLDUĞU KADAR KEYİFLİ YANLARI DA VAR”

Salça yapmanın zahmetli olduğu kadar keyifli yanlarına da değiniyor Türkmen ve şu sözlerle anlatıyor:

“Biraz zahmetli bir iş ama ablamlarla hep birlikte keyifle yapıyoruz. Salça tek yapılacak bir iş değil. 4-5 kişi bir araya geliriz hem sohbet ederiz hem güleriz hem de salçamızı yaparız. Bizim meşhurdur, salça yaparken bir yandan da çay yaparız. Salça piştikten sonra ekmeğin üstüne sürer zeytinyağı ile birlikte yeriz.”

“HEM SALÇA KAYNATIR HEM SOHBET EDERİZ”

Salça günü evine misafir olduğumuz Türkmen, bir yandan salçasını yapıyor bir yandan da salça yapmanın püf noktalarını bizimle paylaşıyor:

“Sabah erken saatlerde kalkıyoruz. Pazardan en güzel domatesleri seçiyoruz. Salça mevsimi gelince domates satan arabalar da geçer her sokaktan, artık hangisi daha iyi domates satarsa ondan alıyoruz. Güzelce yıkayıp doğruyoruz. Büyük kazanlara koyup kaynatıyoruz. Eskiden kaynayan domatesleri kevgirlerden ve süzgeçlerden geçirirdik kabuğu ve çekirdeğini ayırmak için ama artık salça çekme makinaları var. Muhtarlar getiriyor köylere. Daha kolay oluyor, yarım saatte çekiyoruz. Eskiden saatlerce eleklerden geçirirdik. Bursa merkezde de parayla domates çeken kişiler var. Posasından, çekirdeğinden ayrılmış domatesleri tekrar kazana alıyoruz. İşin ikinci en zor kısmı kaynatmak. Domates kaynadıkça sıçramaya başlar. Saatlerce başında karıştırırız. Salça kaynatırken saat geceyi bulur genelde. Akrabalarımız, komşularımız gelir sırayla karıştırırız.  Bir yandan da çay demleriz hem karıştırır hem çay içer sohbet ederiz.”

“KAZANIN DİBİNİ ÇOCUKLAR SIYIRIR”

Salça piştikten sonra özenle kavanozlara doldurduklarını ifade eden Türkmen, salçanın en güzel yerini çocuklara ayırdıklarını belirtiyor. Kazan ateşten indikten, kavanozlar dolduktan sonra kazanın dibini çocukların keyifle sıyırdıklarını söylüyor.