Başlık biraz heyecan uyandırmış olmalı. Yanlış bir ifade yok aslında, şöyle açıklayalım;
İşsizlik oranın yüksek paydasını oluşturanlar mühendis ve mimarlar artık sesini bile çıkartamıyor.
İşsiz kalma korkusuyla iş yerinde yaşanan mobbinglere sessiz kalıyorlar.
İş yerlerinde fazla mesaiye zorlandıklarında ses çıkaramayıp mesaisini yaptıktan sonra ay sonu fazla mesai hakkını istediklerinde işveren ve temsilcilerinin bu hakkını yok sayarak gereken hakları vermediklerinde sessiz kalıyorlar.
İş bulamadığı için farklı mesleklerde çalışma durumuna sessiz kalıyorlar.
Psikolojik olarak hem çevreden hem aileden baskı durumu artması sebebiyle, ‘bu mesleği neden seçtim’, ‘ben ne yapacağım’ diyerek pişmanlık duygusunu kendilerine yüklüyorlar.
Kendi mesleklerini yapamadıklarında ülkenin şartları gereği durum böyle diyerek ses çıkaramıyorlar.
Halkın geleceğini mühendisler ve mimarların inşa edeceği tüm gelişmiş ülkelerce kabul edilmiş gerçektir.
Ülkemizde bu algı ne yazık ki kayıp olmaktadır. Bunu ülkenin yönetim tarzından da anlamak çok zor değil.
Ülkemizde konularında uzman kişilerin gerekli pozisyonlara getirilmeyip onların yerine vasıfsız kişilerin yönetici olması bu durumun yegâne sebebidir.
Bu algıların devam ettiği ortamlarda mühendis ve mimarların seslerini çıkarttığında ilk olarak işsizlikle yüzleşmesi, daha ileri giderek seslerin çığlık olmasında ise yargılanma korkusunu düşünerek bu durum onları daha da sessiz hale getirmiştir.
Sevgili meslektaşlarım, bizler sessiz olursak haklarımızı vermeyeceklerdir.
Beraber birlik olmanın vakti gelmedi mi?
Sen ben boşuna mı okuduk?
Bu yolda yalnız olmayacaksın, beraber çığlık olacağız.
Unutma, bizler ülkemizin geleceğini inşa edecek aydınlık yolların mimari ve mühendisleriyiz.