Özel sektör öğretmenleri 1 Ekim’de Ankara’da: Güvencesizlik ‘girdabına’ itiraz

Özel sektörde çalışan öğretmenler 1 Ekim’de Meclis önünde protesto gerçekleştirecek. Öğretmenler, taban maaş talebiyle yapacakları buluşma öncesinde Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Bursa temsilcisi Koray Taş, öğretmenlerin belirli süreli sözleşmeler ile çalışmasının güvencesizliğine neden olduğu belirtti. Taş, Ankara’da taban maaş uygulamasının hayata geçirilmesini talep edeceklerini söyledi.

Özel sektör öğretmenleri 1 Ekim’de Ankara’da: Güvencesizlik ‘girdabına’ itiraz
Yayınlama: 27.09.2023
A+
A-

BursaTanık Özel

Özel sektör öğretmenleri 1 Ekim’de Meclis önünde taban maaş talebiyle buluşma gerçekleştirecek. Özel sektörde çalışan öğretmenler, asgari ücret ve güvencesizliği takiben ‘yapılmayan’ denetimlerinden yakınıyor. Öğretmenler, yaptıkları çeşitli eylemlerde sesini duyurmaya çalıştı, ancak muhatap bulamayınca 1 Ekim’de Meclis’e gitme kararı aldı.

1 Ekim buluşması öncesinde Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Bursa Temsilcilerinden Koray Taş ile öğretmenlerin başlıca sorunlarını ve taleplerini konuştuk.

Son zamanlarda kamuoyunda çokça gündeme gelmeye başlayan bir meslek grubusunuz ve medyada da bir hassasiyet oluşturduğunuz bir gerçek. Başlayacak olursak; özel sektörde çalışan öğretmenlerin temel sorunları neler?

Aslında gündeme gelmesini sağlayan en önemli şeyin sendikamızın kuruluşu ve mücadele çizgisi olduğunu düşünüyorum. Peki sendikayı zorunlu kılan koşullar neydi dersek sanırım sizin sorunuzun cevabıyla aynı olur. Özel sektörde bizler belirli süreli sözleşmelerle çalışıyoruz. Geçici bir çalışma statüsü gibi düşünün. Ama aslında geçici çalışmıyoruz, bayağı uzun yıllar/emekli olana dek öğretmenlik yapıyoruz. Sözleşmelerimiz 12 aylık ve bu sürecin sonunda işveren öğretmeni sevmez, memnun olmaz ya da herhangi bir sebeple anlaşmak istemezse bizimle çalışmama hakkına sahip. Biz de başka bir kurum bulma arayışına giriyoruz. Her yıl benzer kaygılarla yaşadığınızı ve mesleğinizin öğretmenlik olduğunu düşünün. Hayatın eğitimle değişeceğini düşünen birisiniz, eğitimcisiniz ancak çalışma biçiminiz mevsimlik işçi statüsü gibi. Ek olarak, pek çok kurumun bu 12 aylık sözleşme süresinin dolmasına dahi müsaade etmeden okul döneminin bitişiyle beraber “zorunlu istifa” belgesini önümüze koyduğunu ve bu sayede yaz dönemi maaş hakkımızı da gasp ettiği yine sorunlarımızdan biri.

Özel sektör öğretmenlerinin çalışma koşulları ve ücret bantları da sanıyorum madalyonun diğer acı yüzü. Bu konudaki gerçekler nelerdir?

Olumsuz yönde değişiklik göstermekle birlikte, haftada 40 saate yakın sayıda derse giriyor çoğumuz. Bu tablo denetimsizlikten ötürü hem özel okullarda hem de kurs merkezlerinde daha üst boyutlara çıkıyor. Çokça öğretmen arkadaşımız bu sorunlarla ilgili sendikamıza başvurup birlikte mücadeleye katılıyor çünkü elimizde bir meslek kanunu veya yasal olarak koruyucu/düzenleyici, bizi gözeten bir uygulamadan bahsetmek zor. Ücretlerin çoğunluğu asgari ücret bandına yığılıyor. Bazılarımız elden aldığı ücretleri geri kuruma veriyor bazılarımız ise asgari ücretin biraz üstünde maaşlarla geçinmeye çalışıyor. Bu ekonomik koşullarda, 6 günü bulan çalışma süresinde ve bu ücretlerle… Çalıştığımız sektörün en yaygın gerçekleri bunlar maalesef.

Sanırım 1 Ekim buluşmanızdaki talebiniz de bu konuda olacak. Nedir özel sektör öğretmenlerinin acil talebi?

Sendika olarak taban maaş hakkını acil talebimiz olarak savunuyoruz. Kamu ve özel gözetilmeksizin öğretmenlerin meslek kanunu çerçevesinde bir taban maaş uygulamasına tabii şekilde çalışmaları gerekir. Haftalık 20 saatlik dersin karşılığı olarak kamuyla aynı maaş hakkının yasayla tanımlanmasını talep ediyoruz. Bu, 2014 yılında yasadan kaldırılan bir hak aslında. Dolayısıyla bu hakkımızı geri istiyor ve kurumların bu konuda denetlenmesini bekliyoruz. Çünkü bu sömürü koşullarında öğretmenler çaresiz, yorgun ve umutsuz bırakılmış durumdalar. Buranın acil şekilde değişmesi gerektiğini savunuyor ve bunun için mücadele ediyoruz. Öğretmen meselesi memleket meselesidir her anlamıyla. Bu şekilde özel eğitim kurumlarının önüne atılan yüzbinlerce öğretmen demek, öğretmenlik mesleğinin çökmesi ve eğitimin çökmesidir. Taban maaş hakkını tanıyan bir ‘öğretmenlik özlük hakları’ yasallaşmalı ve buradan çıkılmalıdır. Sendika olarak bu girdaptan çıkış taleplerimiz bunlar.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Sektörle ilgili anlatabileceğim daha pek çok sorun olmakla beraber en yakıcı olanlarından bahsetmeye çalıştım. Bu mücadele boyunca öğretmen emeğine dönük her türlü saldırıyı ve gaspı teşhir etmeye ve buna karşı binlerce öğretmen ile mücadeleye devam edeceğiz. Son söz olarak; tüm özel sektör öğretmenlerini 1 Ekim Pazar günü saat 13.00’de TBMM önündeki buluşmamıza çağırıyoruz. Ayrıca öğretmenden, eğitimden ve emekten yana tüm yurttaşları da sesimize ses olmaya davet ediyoruz. Talebimiz çok net bir şekilde taban maaş olacak. Sendika olarak, öğretmenliğin haklarını ve onurunu savunmaya devam edeceğiz.