Bursa’da grevdeki öğretmenler: Öğretmen yalvarmaz

Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK)’na karşı çıkan eğitim sendikaları bugün için grev kararı aldı. 15 sendikanın aldığı karar sonrası bugün yaklaşık 700 bin öğretmen tüm Türkiye’de greve çıktı, derslikler boş kaldı.

Bursa’da greve katılan öğretmenlerin adresi ise Fomara Meydanı oldu ve saat 12.30’da meydanda bir araya gelen öğretmenler “susma haykır ÖMK’ya hayır” ve “direne direne kazanacağız” sloganları attı.

Burada bir konuşma yapan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, yıllar boyunca haklarının gasp edildiğini, ay sonunu düşünür hale geldiklerini ve dersliklerine rahat kafayla giremez hale geldiklerini söyledi.

Laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermelerinin önüne geçildiğini söyleyen Toy, emeklilik hayallerinin de ellerinden alındığını ifade etti.

FAKİR BAYKURT’A ATIF: ÖĞRETMEN YALVARMAZ, EL AÇMAZ

Bursa’da daha önce farklı ilke ve değerlere sahip sendikalar hiçbir eylemde biraraya gelmemişti. Daha önce öğretmenlerin yaptığı hiçbir eylem Bursa’da bu kadar kalabalık olmamıştı. ÖMK’ye karşı bir süredir devam ediyordu. Yasanın öğretmenler arasındaki ayrımcılığı derinleştireceğini ve liyakatin ortadan kalkacağını savunuluyor. Bu nedenle de yeniden düzenleme talep ediliyor. Şehreküstü Meydanı’nda Fakir Baykurt’a atıf yapılan eylemde şu sözler hatırlatıldı: “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir.”

EMNİYET EZBERİ BOZMADI

Bursa’da uzun zamandır emniyet tarafından sürdürülen uygulama öğretmenlere karşı da devam etti. Bursa emniyeti, yapılan her eylemde katılımcıları çember içerisine alıp, dışarıdan katılıma izin vermiyordu. Öğretmenlerin grevinde de benzer sahneler yaşandı. Meydana girişte arama yapılmamasına rağmen, eyleme katılmak ya da destek vermek isteyenler engellenmeye çalışıldı. Çok sayıda çevik kuvvet ve TOMA ara sokaklarda hazır bekledi.

TEK BAŞÖĞRETMEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TÜR

ÖMK’ya ilk günden itiraz ettiklerini açıklayan Toy, öğretmenliğin zaten bir uzmanlık mesleği olduğunu ve diplomalarının da uzmanlık belgesi yerine geçtiğini ifade etti. Toy ayrıca tek Başöğretmen’in de Mustafa Kemal Atatürk olduğunun altını çizdi.

Toy’un dile getirdiği talepler şöyle:

• Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
• Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
• Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
• Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
• Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

Toy sözlerine şöyle devam etti:

“Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir!”

MEB ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINI ISRARLA ÇÖZMÜYOR

Eğitim Sen adına konuşma gerçekleştiren Bursa Şube Sekreteri Derviş Erdem, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, ÖMK ile birlikte öğretmenler arasındaki ayrımcılığı derinleştiren Milli Eğitim Bakanlığı’nın ısrarla somut bir adım atmadığını söyledi.

Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamaklarına ve öğretmenlik mesleğinin ayaklar altına alınmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Erdem, taleplerini şöyle sıraladı:

• 19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edilmesi,
• Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi,
• Tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması,
• Kamuda mülakat uygulamasına son verilmesi,
• Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirilmesi,
• Vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi,
• Öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınması ve kamusal eğitim sağlanması.

Erdem, sendika olarak bu konuda mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

ÖĞRETMENLER HALAYA DURDU

Açıklamalar bitince meydanda davul ve zurna sesleri yükselmeye başladı. Öğretmenler halay ve zurna eşliğinde taleplerini bir kez daha haykırdı. 13 sendikanın biraraya gelişiyle birlikte yasaya karşı gösterilen birliktelikten herkesin mutlu olduğu anlaşılıyordu. Meydanda ayaküstü konuşabildiğimiz birkaç öğretmenin ortak vurgusu şöyleydi: “Daha önce de biraraya gelmemizin zeminleri vardı. Ayrı ayrı eylemler yaptık. Çünkü farklı ilke ve değerlere sahibiz. Fakat bu yasa hepimizin ortak sorunu. Biz kariyer planları yapan bir meslek grubu değiliz. İşimiz ders vermek. Bu yüzden yasanın yeniden düzenlenmesi gerekiyor.”