Nilüfer’de kadınlar 25 Kasım için sokakta!

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Nilüfer Müzik Parkı’ndan Podyum Park’a yürüdüler.

Nilüfer’de kadınlar 25 Kasım için sokakta!
Yayınlama: 25.11.2023
A+
A-

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi Kadına Yönelik  Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım’da Nilüfer Müzik Parkı’ndan Podyum Park’a yürüdüler.

Mirabal Kardeşlerin, Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadelede katledildikleri günü anmak için bir araya gelen kadınlar, kadınların ataerkil sistemde maruz kaldığı şiddetin ve eşitsizliğin gün geçtikçe arttığına dikkat çektiler.

Evde, sokakta, işyerinde ve okulda kadın bedeni, emeği ve ırkı üzerinden gelen şiddetin her geçen gün arttığı ifade eden kadınlar, ekonomik kriz koşullarında kadınların güvencesizlik içinde emek sömürüsüne uğradığını, taciz ve baskıya maruz kaldıklarını vurguladılar.

Sömürü ve şiddetin artması sonucunda 2023 yılında sadece ‘Anıt Sayaç’ rakamlarına göre 350 kadının şiddet kurbanı olduğunu ifade eden kadınlar, ayrıca, kadına yönelik şiddetin tesadüfi olmadığını ve erkek egemen sistemin bu şiddeti güçlendirdiği vurguladılar.

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi’nin yaptığı basın açıklamasından önce çıkanlar şu şekilde:

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN KALDIRILMASI İKTİDARIN ERKEK EGEMENLİĞİNİ GÜÇLENDİRİYOR”

“Hükümet tarafından feshedilen İstanbul Sözleşmesi, kadın ve erkekler arasındaki ezme/ezilme ilişkisinin varlığını kabul eder. Zorla evlendirme, psikolojik, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet ve kadının kendi bedeni üzerindeki haklarının engellenmesi (kürtaj vb.) durumlarda cezai yaptırım uygulanması gerektiğini en açık şekilde belirtir. Bu sözleşmenin kaldırılması erkek iktidarın egemenliğini güçlendirme eylemidir. İstanbul Sözleşmesi, 6284 Sayılı Kanun’un öncülüdür. 6284 gibi yasalar kadınların mücadelesiyle kazanılmıştır. Hepsi kadınların tarihsel hafızasında yerini bulmaktadır. İktidar da işte bu hafızadan korkuyor. Bu sebeple de birbirini besleyen kapitalist ve ataerkil düzeni korumak istiyor. Ve bunu ancak yaşamı var eden bizleri tahakküm altına alarak toplum üzerinde hegemonya kurabileceğini biliyor.

Bizler her zaman isyanların vazgeçilmez bir parçasıyız. Ölümü göze alarak sokağa çıkmaktan çekinmeyerek ataerkil iktidarı sarsmaya devam ediyoruz. Bu yüzden savaşın en yakıcı halini yine bizler yaşıyoruz.

“FİLİSTİN’İN KURTULUŞU DA KADIN MÜCADELESİNİN MESELESİDİR”

İsrail tarafından toprakları işgal edilen Filistin’de kadınlar ve çocuklar savaşın en çıplak ve ölümcül haliyle yüz yüzeler. En güvenli hissettikleri yerlerde, evlerinde, hastanelerde, ibadet yaptıkları yerlerde hedef alınıyorlar. Filistin’in kurtuluşu da kadın mücadelesinin meselesidir. Filistinli kız kardeşlerimizin yanındayız.

Türkiye’de ve tüm dünyada kadınlar her gün bir ışık yakıyor ve kız kardeşlerine yeni bir yol açıyor. Biz de, tam da şu an, buradan yaktığımız ışıkla birbirimizden güç alarak, erkek-devlet şiddetine karşı eşitlik ve özgürlük mücadelemizi dört bir yanda büyütecek, gece karanlıktan korkan her bir kız kardeşimiz için ışık olmaya devam edeceğiz.

Nerede olursak olalım isyanımız ve direnişimiz dünyanın başka bir coğrafyasındaki kadın mücadelesini besleyip büyütecek.

Bu 25 Kasım’da Filistinli kadınlar için, yurt asansöründe öldürülen Zeren için, direnen Agrobay işçisi kadınlar için, deprem bölgelerinde yapısal şiddetten beslenen erkek şiddetine terk edilen kadınlar için, laik bir ülke ve özgür bedenler için, senin için, hepimiz için yürüyelim.”

Haber Merkezi