İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Gezi Davası’ndan tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ı cezaevinde ziyaret etti.
Geçtiğimiz haftalarda İran sınırından kaçak geçiş yaparak ülkede gündem yaratan ülkücü kimlikli İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, sosyalist gelenekten gelen TİP Milletvekili Can Atalay’a, yatmakta olduğu Silivri Cezaevi’nde destek ziyareti gerçekleştirdi. Türkoğlu aynı gün Gazeteci Barış Pehlivan’la da yatmakta olduğu Açık Cezaevi’nde görüştü.
Milletvekili kimliğine sahip olduğu halde cezaevinde tutulmaya devam edilen Can Atalay’ı ziyaret ederek yaklaşık bir saat görüşme yapan Türkoğlu, çıkışta yaptığı basın açıklamasında Adalet Bakanlığı’na seslenerek, “AYM ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihatları, Can Atalay’ın tahliyesi ve yargılamada durma kararı verilmesinin bir anayasal zorunluluk olduğunu ortaya koyuyor. Bu yanlıştan dönün!” diye çağrı yaptı. Gazeteci Barış Pehlivan’ın da sırf muhalif kimliğinden dolayı özgürlüğünün elinden alındığını belirten Türkoğlu, “Devletimizin dünya kamuoyunda saygınlığını zedeleyen adalet ve özgürlük ile ilgili özürlü yapısından kurtulmadıkça ülkemizde istikrarlı bir döneme giremeyiz” şeklinde konuştu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Mahkum Hakları Alt Komisyonu Üyesi olan Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu ziyaret sonrası basın mensuplarına verdiği demeçte bu ziyaretin iki amacı olduğunu söyledi. İlk amacının kendisiyle aynı dönem milletvekili olan Atalay’la sohbet etmek, adalet ve hürriyet mücadelesinde yanında olduklarını belirtmek, grubunun selamlarını iletmek ve aynı zamanda sağlığıyla ilgili bilgi sahibi olup kamuoyuna aktarmak olduğunu söyleyen Türkoğlu, diğer amacını ise, “Biliyorsunuz ben aynı zamanda TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Mahkum Hakları Alt Komisyon Üyesiyim. Dolayısıyla cezaevi koşullarını öğrenmek, Sn. Can Atalay’ın buradaki hakkını hukukunu kullanma noktasındaki yaşadıklarını, bizzat kendi ağzından dinlemekti. Nitekim her iki amacımızla ilgili de maksadımız hasıl oldu.” sözleriyle açıkladı.
Adaletten yoksunluğun partisinin olmayacağını söyleyen Türkoğlu, “Adaletsizlik nedeniyle hürriyetinden mahrum bırakılmışlığın’ kişiye özel siyaseti olmaz. Çünkü adalet ve hürriyet birbiriyle iç içe evrensel bir kavramdır ve insani hakların en anlamlısıdır. Aynı zamanda bir insan için hava gibi, su gibi temel bir ihtiyaçtır. İşte bu nedenle de adalet ve hürriyet siyaset üstü kavramlardır. Ondan da önemlisi adalet; inancımız ve dini değerlerimiz açısından da hayatın her alanında üzerine titrediğimiz ahlaki bir kavramdır.” dedi.
Gezi Davası nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Atalay hakkındaki kararda yer alan ifadelere değinen Türkoğlu, “Karardaki şu ifadeye bakar mısınız? Teşebbüs suçuna yardım etme suçu… Öyle sanıyoruz ki gün gelir böyle bir suç, bu memlekette yakında doktora tezi konusu yapılır, dünya hukuk tarihine de böylesine ‘ironik bir garabetle’ girmiş oluruz!” şeklinde konuştu.
Atalay’ın 14 Mayıs seçimlerinde halkın oylarıyla vekil seçildiğini, mazbatasını aldığını söyleyen Türkoğlu, Atalay’ın tutukluluğuna şu sözlerle tepki gösterdi:
“Anayasa’nın, 83. Maddesine göre ‘Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz’ demiyor mu? Evet, aynen böyle diyor. Dahası, halkın oyları ile milletvekili seçilen bir kişinin tutukluluğuna ilişkin çok sayıda yargı kararı ve yaklaşık otuz yıllık yerleşik içtihatın olduğu da kanıtlanmadı mı? Kanıtlandı. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce Mustafa Balbay, Sebahat Tuncel, Enis Berberoğlu, Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu başvurularına dair verdiği kararları yok mu? Var… AYM ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihatları, Can Atalay’ın tahliyesi ve yargılamada durma kararı verilmesinin bir anayasal zorunluluk olduğunu ortaya koyduğu çok açık değil mi? Sonuç olarak Atalay, memnu haklarından olan dokunulmazlığı da kazandı mı? Kazandı. Ee açıklayın o zaman, halen daha hapisten çıkarılmamasının hukuki dayanağı nedir?”
Türkiye’nin ‘Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 140 ülke arasında 116’ncı sırada olduğunu hatırlatan Türkoğlu, geç gelen adaletin adalet olmayacağını ve Atalay’ın hakkının gasp edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyerek ve Adalet Bakanı’na gereğinin yapılması çağrısında bulundu.
Türkoğlu aynı gün Gazeteci Barış Pehlivan’la da yatmakta olduğu Açık Cezaevi’nde görüştü. Pehlivan’ın sırf muhalif kimliğinden ötürü özgürlüğünden yoksun bırakıldığına değinen Türkoğlu, “Devletimizin dünya kamuoyunda saygınlığını zedeleyen adalet ve özgürlük ile ilgili özürlü yapısından kurtulmadıkça ülkemizde istikrarlı bir döneme giremeyiz” şeklinde konuştu.
Haber Merkezi