İnternette yanlış bilgi yayıncılığı: Türkiye birinci

İnternetin günlük yaşamdaki ‘vazgeçilmez’ oluşu kuşkusuz her insan tarafından kabul edilen bir gerçek. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kitle iletişim araçları da yaygınlaştı. İletişim anlık ve ‘çok kolay’ olması avantaj sağladığı gibi dezavantaj da getiriyor. Her şeyin zıttıyla varolduğu dünyada, iletişimin bu denli kolaylaşması, bilgi kirliliğine yahut yanlış bilginin bilinçli yayılmasına sebep oluyor.

YANLIŞ BİLGİNİN YAYILIMINDA TÜRKİYE ETKİSİ

ProPublica’nın araştırmasında da yer verilen Teyit.org’un verilerine göre Türkiye’de yanlış bilgi yaydığı tespit edilen 50 internet sitesinin 45’inde Google reklamları yer alıyor. Bu da yüzde 90’lık bir oranla Türkiye’yi, internette yanlış bilgi yayılımı konusunda zirveye taşıyor. Türkiye’den sonra listede yüzde 87’lik oranla Hırvatistan, Sırbistan ve Bosna Hersek; yüzde 80 ile Brezilya, yüzde 44 ile İspanya, yüzde 38 ile Latin Amerika, yüzde 30 ile Almanca konuşulan ülkeler yer alıyor.

Datareportal’ın araştırması ve Teyit.org’un açıklamasına göre Türkçe, internette en çok içerik üretilen diller arasında dördüncü sırada. Buna rağmen yalan haber ve yanlış bilgilerin yayılımını azaltmak için Google’dan somut bir adım görülmüyor. Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün başkan yardımcısı ve araştırmacı gazeteci Emre Kızılkaya ise Teyit’e yaptığı açıklamada Türkiye’de dezenformasyonun para kazandırdığını, propagandaların işe yaradığını vurguluyor.

YANLIŞ BİLGİ YAYANLARIN ORANI

Google reklamları ile para kazanan yanlış bilgi yayıncılarının Türkiye’de yüzde 90 gibi astoronomik bir orana ulaşması, olası bir reklam engelleme veya bant genişliği daraltma cezasının Türkiye’deki internet ekonomisine ciddi zarar vereceğini gösteriyor. Kısaca ülkemizdeki karar vericiler, koca bir sektörün içine işlemiş yanlış bilgi ekonomisiyle karşı karşıyalar.

Son olarak Google’un 2021 yılında Türkiye ekonomisine yaptığı 476 milyar TL’lik katkının 193 milyar TL’sinin reklam araçları ile sağlandığını belirtelim.