Hablemitoğlu suikastında tutuklu sanık kalmadı: Soruşturmaya sis perdesi mi indi?

Bozkır’ın yakalanmasıyla genişleyen Hablemitoğlu davasında tutuklu sanık kalmadı. Soruşturmanın seyrini değiştiren Yerlan isimli tanık sayesinde cinayetin faili olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu ile diğer sanıklar serbest kaldı.

Hablemitoğlu suikastında tutuklu sanık kalmadı: Soruşturmaya sis perdesi mi indi?
Yayınlama: 20.05.2023
A+
A-

BursaTanık Özel

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi 18 Mayıs tarihli duruşmasında, Necip Hablemitoğlu suikastından tutuklu altı kişinin adli kontrol ile tahliyesine karar verdi. Böylelikle davada tutuklu yargılanan kimse kalmadı. Duruşma 10-14 Temmuz tarihine ertelenirken, soruşturmanın seyri açısından kilit rolü olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın (ÖKK) eski personeli Nuri Gökhan Bozkır da serbest kalan isimler arasında yer aldı.

Geçen yıl Ukrayna’da Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yakalanan Nuri Gökhan Bozkır’a düzenlenen operasyonu katıldığı canlı yayın programında duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasında kararlı adımlar atacaklarını söyledi. Bozkır’ın ifadeleriyle birlikte, Levent Göktaş’tan, Fikret Emek’e, Enver Altaylı’dan Tarkan Mumcuoğlu’na kadar pek çok eski ÖKK personeli gözaltına alınarak tutuklandı. Hablemitoğlu suikastının aydınlatılmasında Bozkır’ın yakalanmasının bir ‘eşik’ olarak görülmesi soruşturmanın seyri açısından kamuoyunda ve olayı takip eden gazeteciler tarafından olumlu karşılandı. Peki Hablemitoğlu suikastıyla ilgili itiraf niteliği taşıyan ifadeleri olan Nuri Gökhan Bozkır neden serbest bırakıldı? Mahkeme hangi gerekçeyle dosyada tutuklu yargılanan sanıkları serbest bıraktı?

HABLEMİTOĞLU NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?

18 Aralık 2002 yılında Çankaya Portakal Çiçeği Sokak’ta öldürülen Dr. Necip Hablemitoğlu cinayeti faili meçhul olarak kayıtlara geçti. Hablemitoğlu’nun öldürülmesinden sonra, yürütülen soruşturmalarda olay yerinde hiçbir ize rastlanmadı. Cinayetin hemen sonrasında Hablemitoğlu’nun mailine ve telefonuna gelen tehditler emniyet tarafından incelenmek üzere alındı. Hablemitoğlu ailesinin, İçişleri Bakanlığı’nın aleyhine açtığı davada Ankara 5’inci İdare Mahkemesi, bakanlığı 40 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Bakanlık yaptığı savunmada Hablemitoğlu cinayetinin “adi bir cinayet vakası” olarak değerlendirdi.

Suikastla alakalı en çarpıcı sözler Ergenekon davasının 215. Duruşmasında gizli tanık Kıskaç’ın ifadeleri oldu. Kıskaç, ikinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Osman Gürbüz’ün kendisine “Sıkmasaydım bu kadar para olur muydu? Necip Hablemitoğlu’nu öldürdüm, parayı aldım. Patron benim, jandarmada komutanım var, adı da Levent Ersöz” dediğini iddia etti.

Cinayetle ilgili bir diğer iddia ise Hablemitoğlu’nun FETÖ tarafından hedef alınmasıydı. Cinayetle ilgili genel kanı da bu yönde oldu. Hablemitoğlu suikastından bir buçul yıl önce Ankara DGM savcısı Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakkında yasa dışı örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamenin hazırlanmasından sonra, Yeni Hayat dergisinde yayınlanan “Etki Ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullaçılar” makalesi 4 Ocak 2001 günü mahkemeye ek delil olarak sunuldu. Makaleyi hazırlayan isim ise Necip Hablemitoğlu idi. Aynı dönem Gülen cemaatini anlatan kitap yazma hazırlığı içerisinde olan Hablemitoğlu’nun “Köstebek” kitabının basılması engellenmek istendi. Aile avukatı Ersan Barkın’ın sözlerine göre FETÖ, bazı siyasileri araya sokarak böyle bir çaba içerisine girdi. Köstebek kitabı ise Hablemitoğlu’nun öldürülmesinden sonra basıldı.

ZİHNİ ÇAKIR’IN İFADESİYLE NURİ GÖKHAN BOZKIR ADI ORTAYA ÇIKTI

Suikastla ilgili yıllarca pek çok senaryo ele alındı. Ancak aralarında suikastla ilgili en kuvvetli senaryonun MİT müsteşarlığı ‘kavgası’ olduğu öne çıktı. Gazeteci Zihni Çakır, 15 Temmuz çatı davasında tanık olduktan sonra Hablemitoğlu suikastının failinin kamuda görevli biri olduğunu öne sürdü. Aile avukatı Barkın, savcılığa giderek gazeteci Çakır’ın ifadesinin alınmasını istedi. Çakır, ifadesinde kendisine bu ismi veren kişinin Nuri Gökhan Bozkır olduğunu söyleyince, soruşturma yeni bir boyut kazandı.

BOZKIR’IN YAKALANMASIYLA SORUŞTURMA GENİŞLEDİ, EMEKLİ ALBAY YURT DIŞINA KAÇTI

MİT’in yürüttüğü operasyon ile yakalanan Nuri Gökhan Bozkır, 2022 yılının başında yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Savcılığa teslim edilen Bozkır’ın ilk ifadesi Hablemitoğlu suikastında soruşturmaya yeni isimlerin eklenmesine neden oldu. Bozkır, o dönem üst düzey yetkili bir ismin kendisini çağırarak örtülü bir görev kapsamında Hablemitoğlu’nu hedef olarak bildirdiğini ve kendisinden keşif yapmasını istediğini anlattı. Yani Bozkır’ın anlatımına göre hedef isim belliydi ve keşfi gerçekleştiren kendisiydi. Organizasyonun sonucunda ise Hablemitoğlu öldürülmüştü ancak katil zanlısı sırra kadem basmıştı. Bozkır’ın 9 Haziran 2022 tarihli ifadeleriyle soruşturma aralarında Levent Göktaş’ında olduğu eski komutanlara uzanmış, çıkarılan yakalama kararı sonrasında yapılan operasyonda Göktaş’ın yurt dışına kaçtığı ortaya çıkmıştı. Ağustos 2022’de hakkında kırmızı bülten çıkarılan Göktaş, 2 Eylül 2022 tarihinde Bulgaristan’ın Svilengrad kentinde yakalandı. Suikastın planlayıcısı olarak suçlanan Göktaş, Evrensel Gazetesi’nden Özer Akdemir’e verdiği mülakatta, Hablemitoğlu’nu tanımadığını ve suikastla alakası bulunmadığını söylemişti. Göktaş, Türkiye’nin talebi üzerine 18 Aralık 2022 yılında Türkiye’ye getirilip tutuklanmıştı.

SORUŞTURMA GENİŞLEDİĞİ YERDEN BAŞA SARDI

Savcılık kararıyla Hablemitoğlu suikastında gözaltı dalgaları başlatıldı. İsimleri veren ise Nuri Gökhan Bozkır’dan başkası değildi. Peki ama bu isimler kimlerdi? İddianameye göre tetiği çeken isim Tarkan Mumcuoğlu idi. Cinayeti planlayan, yardım eden, azmettiren isimler ise Levent Göktaş, Fikret Emek, Enver Altaylı ve Aydın Kösem’di. Savcılık ifadelerinde aleni itirafları bulunmasına ve aleyhine bazı delillerin olmasına rağmen Nuri Gökhan Bozkır’ın ve diğer sanıkların Hablemitoğlu soruşturmasından tahliye edilmesi nasıl oldu.

Günlerce süren duruşmaların sonunda 18 Mayıs’ta açıklanan ara kararda mahkeme, Hablemitoğlu’nun faili olmakla iddia edilen Tarkan Mumcuoğlu’nun cinayetin gerçekleştiği dönemde Kazakistan’da olduğu iddiasını araştırdı. Kazakistan’da bulunan askerlere tercümanlık yapan ‘Yerlan’ isimli tanığın beyanları ve HTS kayıtları birlikte değerlendirildiğinde olayda tetikçi olduğu söylenen Mumcuoğlu’nun lehine olan gelişmeler güçlendi.  Mumcuoğlu’nun Hablemitoğlu suikastından önce Türkiye’ye gelip söz konusu eylemi gerçekleştirdiğine dair soruşturma aşamasında şüphelerin çoğunluğunun Mumcuoğlu lehine değiştiğini ifade eden mahkeme, tutukluluk halinin ölçülü olmayacağına kanaat getirdi.

SANIK MUMCUOĞLU LEHİNE YAŞANAN GELİŞME TUTUKSUZ YARGILAMAYI GETİRDİ

Davanın diğer sanıkları olan Nuri Gökhan Bozkır, Fikret Emek, Levent Göktaş, Enver Altaylı ve Aydın Kösem’in iddianameye konu öldürme, azmettirme, aracılık etme, yardım etme konusunda aleyhine bir takım deliller olsa da mevcut delillerin Mumcuoğlu’nu işaret etmeyeceğinden sanıkların varsa bağlantılarının ortaya çıkarılmasını isteyerek, tutukluluk hallerini sonlandırdı. Ancak Bozkır, çeşitli duruşmalarda olduğu gibi 20 Şubat 2023 tarihli duruşmada da işkence gördüğü için bazı isimleri zikretmek zorunda kaldığını söyledi. Mahkeme verdiği kararda ayrıca Bozkır’ın işkence gördüğü iddiasına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasını ve Bozkır’ın işkence iddialarının araştırılmasını talep etti.