Eğitim Sen’den Bursa’da müfredat protestosu: ‘Yangından mal kaçırıyorlar’

Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı yeni müfredatı Eğitim Sen Bursa Şubesi tarafından protesto edildi. Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, “Eğitim müfredatı olmaktan çok siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz.” dedi.

Eğitim Sen’den Bursa’da müfredat protestosu: ‘Yangından mal kaçırıyorlar’
Yayınlama: 02.05.2024
A+
A-

Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), yeni müfredat tartışmalarına Eğitim Sen Bursa Şubesi, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasıyla tepki gösterdi.

Açıklamada konuşan Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, daha önce 2006 ve 2017 yıllarında değiştirilen müfredat değişikliklerinin siyasal ve ideolojik yönünün geri planda kalması önemli bir eksiklik olduğunu söyledi.

Müfredat değişikliğinin okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin tüm toplumu ilgilendirdiğini ifade eden Erdem, “Normalde müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak MEB’in sürecin başından sonuna kadar yapmaya çalıştığı şey, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmesi olmuştur.” dedi.

“ÜLKENİN DEĞİL İKTİDARIN İHTİYAÇLARINA GÖRE HAZIRLANDI”

Eğitim sisteminde yapılan bütün değişimlerin başından sonuna kadar siyasal bir nitelik taşıdığını kaydeden Erdem, “Eğitim müfredatının çocukların, gençlerin, toplumun ve ülkenin gerçek ihtiyaçlarından çok, iktidarın siyasal-ideolojik çizgisine uygun hale getirilmesinin en somut yönü okullarda hangi bilgilerin, nasıl, hangi araçlar ve örnekler üzerinden verileceğidir. Mevcut iktidar çocuğa ya da bireye nasıl yaklaşıyor, nasıl bir insan modeli yetiştirmek istiyor, yetiştirdiği bireylerde hangi özellikler olmasını istiyorsa eğitim müfredatını da ona uygun şekilde hazırlamıştır.” şeklinde konuştu.

“İKTİDARIN İDEOLOJİSİ ÖĞRENCİLERE AKTARILIYOR”

Erdem, müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana atıldığını, ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’in merkeze alındığını ifade ederken, değerler vurgusunun yaratılan eşitsizliklerin üzerine örtmek için kullanıldığının altını çizerek MEB’in ders kitapları üzerinden açık ve örtük şekilde iktidarın siyasal ideolojisinin öğrencilere aktarıldığını savundu. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olmasının da bu tespiti doğruladığını ifade etti.

Hem ülkeyi hem de gelecek nesilleri yakından ilgilendiren eğitim müfredatı gibi bir konuda iktidara yakın çevrelerin müdahalesiyle içeriğin daha da geriye götürülmesinin söz konusu olduğunu söyleyen Erdem, “Ders kitaplarında yüzde 35 oranında ‘sadeleştirme’ yapıldığı iddiasıyla doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alındığı görülmektedir. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayılarının azaltılarak ‘tek din, tek mezhep ve tek kimlik’ üzerinden ağırlıklı olarak hem ‘dini’, hem de ‘milli ve manevi’ öğeler ve referanslarla donatılmış bir müfredat taslağı hazırlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

“12 EYLÜL DARBECİLERİNİN İZİNDEN GİDİLİYOR”

Hazırlanan taslakta Türkiye’deki farklı kimlik, inanç ve kültürlerin de görünmez kılındığına dikkat çeken Erdem, bu müfredatta 12 Eylül darbecilerinin izinden gidilerek ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımının daha belirgin hale getirildiğini dile getirdi.

MEB tarafından geçtiğimiz süreçte hayata geçirilen ÇEDEs ve benzeri proje ve protokollerle dini tarikatlara alan açıldığını ve eğitimin bu yapılar tarafından kuşatıldığını aktaran Erdem, “Yeni müfredat değişiklikleri okullar başta olmak üzere eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasını oluşturmaktadır.” dedi.

“DİNİ MÜFREDAT OLUŞTURULMAK İSTENİYOR”

Erdem sözlerini şöyle sürdürdü:

“MEB’in ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulurken, tek adam rejiminin bütün hedeflerini açık ve gizli (örtük) amaç ve değerler üzerinden ders kitaplarına yerleştirerek kendilerince ‘dini’ ve ‘milli’ bir müfredat oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır.

Müfredat değişikliklerini sadece pedagojik açıdan eleştirerek, ders kitaplarında yapılan değişiklikleri eğitim biliminin temel ilkeleri üzerinden ele alarak değerlendirme yapmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bugün karşımızda eğitim programlarında yapılan teknik değişikliklerden çok, iktidarın siyasal programına paralel olarak hazırlanmış bir eğitim müfredatı bulunmaktadır. Dolayısıyla yeni müfredata yönelik eleştiriler sadece pedagojik değil, aynı zamanda siyasal bir nitelik taşımak zorundadır.

“AKP’NİN İSTEDİĞİ İNSAN MODELİ ÇAĞIN GERİSİNDEDİR”

AKP’nin toplum tahayyülünde istediği insan modelinin nedenli çağın gerisinde ve bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini de eğitim alanında sicilinin ne denli bozuk olduğunu da 4+4+4 sürecinden biliyoruz. Dolayısıyla çocuklarımızın eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliği kabul edilemez. Eğitim Sen olarak eğitim müfredatı olmaktan çok siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz.

Bireycilikle, milliyetçilikle, dini ve milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik açıdan sığ, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı yeni eğitim müfredatının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren laik ve bilimsel bir içerikte olmak zorundadır.”

Haber Merkezi