Derya Pas davasının ilk duruşması görüldü: Fail Güner Aydın hakkında ağırlaştırılmış müebbet talebi

Bursa’nın Yıldırım ilçesi Karaağaç mahallesindeki evinde hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Güner Aydın tarafından 6 bıçak darbesi ile öldürülen 37 yaşındaki Derya Pas’ın davası Bursa Adliyesi’nde görülü. Bursa 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması sırasında, Güner Aydın tutuklu sanık olarak, Derya Pas’ın babası Erol Pas, annesi Nurten Demirbağ ve ablası Esra Pas müşteki olarak yer aldı. Yaralanan Gökhan Er ise SEGBİS sistemi aracılığıyla duruşmaya katıldı. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede Aydın’ın, Derya Pas’a yönelik “kadına karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan 1 ila 3 yıl hapis cezası isteniyor. Ayrıca, Gökhan Er’e yönelik “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “basit yaralama” suçlarından 9 yıldan 15 yıla kadar ve 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Duruşmada ifade veren Güner Aydın, Pas ile yaklaşık 2 yıl önce tanıştığını ve ilişki yaşadıklarını, Pas’ın uyuşturucu ve alkol bağımlısı olduğunu iddia ederek, bağımlılıklarından kurtulması için yardım etmeye çalıştığını öne sürdü. Olay günü Pas ve Er’in gece eve geldiğini, Pas’ın hakaret etmesi üzerine çıkan tartışma sonucu bıçaklama olayının yaşandığını anlattı. Pas’la görüşmek istediği yönünde iddialarda bulunarak, öldürme niyetinin olmadığını savundu.

Tanık olarak dinlenen Gökhan Er, Aydın’ın ifadesini yalanlayarak, olay günü alkol aldıktan sonra Pas ile eve geldiklerinde kimseyi bulamadıklarını, odada uyurken bir sesle uyandığını ve Aydın’ın kendisine saldırdığını belirtti. Saldırıdan kaçarak dışarı çıktığını ve olay yerine gelen polisle eve döndüklerinde kapının kapalı olduğunu ifade etti.

DAHA ÖNCE DE DERYA PAS’I DARP ETMİŞ

 Erol Pas, kızı Derya’nın daha önce de Aydın tarafından darp edildiğini, fotoğraflar ve tehdit mesajlarıyla bunu kanıtladığını mahkemeye sundu. Olay günü kızının Aydın’ın evin karşısında beklediğini telefonla bildirdiğini aktardı.

BURSA BAROSU’NUN DAVAYA KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Öte yandan, Bursa Barosu’nun davanın toplumsal etkileri nedeniyle dosyaya katılma talebi reddedildi.

Bursa Barosu Kadın Komisyonu’ndan avukat Büşra Pınar Altıok, mahkemeye yapılan katılım başvurularının gerekçesini şöyle açıkladı: “Anayasal Avukatlık Kanunu ve Ceza Mahkemesi Kanunu gibi yasal metinlerle, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri doğrultusunda, bu tür toplumsal tepki çeken olaylardan dolaylı zarar gördüğümüzü düşünerek dosyaya dahil olmak istedik. Ayrıca, 6284 sayılı kanun ve uluslararası sözleşmelerce suçtan zarar görenlerin kapsamı geniş tutulmalıdır. Barolar olarak, toplumda infial yaratan kadına yönelik şiddet, cinayet ve istismar davalarını takip etme sorumluluğumuz bulunmaktadır. Dolaylı zarar gördüğümüz iddiasıyla davaya müdahil olmak istemiştik. Fakat, mahkeme tarafından bu zararın doğrudan olmadığı yönünde görüş belirtilerek talebimiz reddedildi. Buna rağmen davayı gözlemci olarak takip etmeye devam edeceğiz.”

DERYA VE YAŞAMDAN KOPARILAN TÜM KADINLAR İÇİN ADALET İSTİYORUZ”

Bursa Kadın Platformu da davayı takip edenler arasındaydı. Bursa Kadın Platformu dava öncesinde Bursa Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Bursa Kadın Platformu adına Nursel Demir okudu.Kadınların güvenli bir ortamda yaşamasını sağlayamayan toplum adına öfkeli olduklarını ifade eden Demir, tümöldürülen kadınlar adına adalet beklentilerini bir kez daha dile getirdi.

2023’te erkekler tarafından 315 kadının katledildiğini, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulunduğunu hatırlatan Demir, “Adaleti Derya ve diğer yaşamdan koparılan kadınlar için istiyoruz. 2024 Ocak ayında erkekler tarafından 31 kadın öldürüldü, 21 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Derya’nın ailesi ve arkadaşları olarak buradayız. Hiçbir ceza kadınların yaşamdan koparılmasını karşılamaya yetmez. Adalet sisteminin erkek aklıyla çalışmasına karşı kadınların yaşam haklarını korumak devletin sorumluluğudur. Bu davayı izlemek bizim için kadınların maruz kaldıkları şiddet, ayrımcılık karşısında adalet talepleridir. Kadınların mahkeme salonlarında karşılaştıkları adaletsizlik ve cezasızlık şiddeti tetikliyor. Bu nedenle kadınlar aleyhine verilen her karar, kadınların daha fazla zarar görmesine neden oluyor. Erkek şiddetini sonlandırmak ancak toplumsal cinsiyet eşitliği ile mümkündür. Tüm kurumların katılımcılık ve koordinasyon halinde bu konuda çalışması zorunludur. Kadınların şiddetten uzak özgür ve bağımsız hayatlar sürdürebildiği bir dünya için yaşasın kadın dayanışması, yaşasın kadın mücadelesi.” dedi.

Haber Merkezi