Bursa’da MEB’E bağlı öğrenci yurdunda namaz baskısı

BursaTanık Özel

Milli Eğitim Bakanlığı’na ait öğrenci yurtlarında dinsel baskı artarak sürüyor. Bursa Osmangazi Eğitim Vadisi Kampüsünde bulunan MEB’e ait Selahattin Aktar Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler yurt müdürü tarafından Cuma ve yatsı namazlarına katılmaya zorlandıklarını, katılmadıkları zamanlarda ise yurt müdürü tarafından şiddet ve tehdite uğradıklarını iddia ettiler.

Yat saati olan 23.00’dan sonra öğrencilerin odalarına gelinerek tek tek namaza çağrı yapıldığını aktaran lise son sınıf öğrencisi Mehmet, “23.20 gibi odaları gezerek namaz kılmaya çağırıyorlar. Kalkmadığımız zaman siz ‘Müslüman değil misiniz’ diye bağırmaya başlıyorlar. Yatsı namazına kalkmadığım için tokat yemişliğim dahi var. Resmi bir belge götürmem gerektiğinde ‘cuma namazlarına gelmiyorsun, yatsı namazında neredeydin?’ diyerek hem görev sınırlarını aşıyor. Hatta götürdüğüm belgeyi namaza gitmediğim gerekçesiyle reddetmeye çalıştığı bile oluyor” dedi.

Selahattin Aktar Öğrenci Yurdu’nda yaşanan tek sorunun dinsel baskı olmadığının da altını çizen Mehmet, yurt yemekhanesinde çıkan makarna ve pilavların yağda yüzdüğünü, etlerin çoğu zaman çiğ olduğunu ve hijyen problemleri ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.

YURTLARDA ÖĞRENCİLER RUHSAL ÇÖKÜŞ İÇİNDE

BursaTanık’a ulaşan Mehmet, Selahattin Aktar Öğrenci Yurdu’nda yaşadığı sıkıntıları şu sözlerle anlattı:

“Eğer işçi ve dar gelirli bir aileden geliyorsanız, şehrin bir ucundaki üniversiteye saatlerce uzaklıktaki KYK yurtları ile cemaat yurtları arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyorsunuz. Cemaat yurtlarında yaşanan olaylara baktıkça içiniz kararıyor. Diğer seçenek olan KYK yurtları da pek farklı değil. Sağlıksız, tatsız yemekler, bakımları yapılmayan asansörler, liyakatsiz yöneticiler, insan yerine konulmadığımız barınma koşulları vs. derken öğrenci daha okula başlamadan ruhsal bir çöküş içerisine düşüyor.

ŞİKAYET EDEN ÖĞRENCİLER YURTTAN ATILIYOR

Bense henüz üniversite aşamasına gelmesem bile 4 yıldır sözde devlete bağlı bir lise pansiyonunda kalıyorum ve bu sene 12. Sınıf öğrencisiyim. Size 4 yıldır yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum. Okul bitiş saatimiz 16.00. Eğer kursa kalmak isterseniz 18.20. Yurda en son giriş saatimiz 18.30. Öğrenciye tanınan dinlenme, sosyalleşme, gezme ve eğlenme süresi sadece 10 dakika. 18.30’da yurda girip yemeğe iniyoruz, makarnalar ve pilavlar yağda yüzüyor, etler çiğ, ekmekler sert ve hijyensiz. Yemekten sonra yorgunluğumuz düşünülmeden 19.30’da zorunlu etüt saati başlıyor, bahanesi yok. 21.30’da ancak dinlenmeye başlayabiliyoruz derken bir ses yükseliyor: ‘Namaz vakti.’ Evet laik (!) devletimize bağlı bir öğrenci pansiyonunda hem de… Namazdan sonra saatlerce boş nutuklar atılıyor, dinlemeyen dinsiz ilan ediliyor. Pansiyon müdürünün bu vaazla tek derdi öğrencileri ezmek ve egosunu tatmin etmek. İşimiz düştüğündeyse (gerçek anlamda) yardımcı olmamak için elinden geleni yapıyor. Örneğin, resmi bir belge götürmem gerektiğinde ‘cuma namazlarına gelmiyorsun, yatsı namazında neredeydin?’ diyerek hem görev sınırlarını aşıyor hem de insanlık sınırlarını… Hatta götürdüğüm belgeyi namaza gitmediğim gerekçesiyle reddetmeye çalıştığı bile oluyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayladığı resmi belgeleri reddediyor. Ben ve arkadaşlarım bu konuda CİMER şikâyetlerimizi de yaptık ama asla ilgilenilmiyor. Şikâyeti kimin yaptığı bulunursa akşamına valizleriyle dışarıda bekliyor. Hafta sonu sinemaya gitmek, kütüphanede olmak, sanatsal faaliyetlerde olmak sizi 15 dakika geciktirirse sebebi sorulmadan işlem başlatılıyor. Fakat kendi haksızlık ve hukuksuzluklarının hiçbiri sorgulanamıyor. Örgütlü ve bilinçli faaliyetlerle uğraşanları duyarlarsa “boş işleri bırakacaksın!” diyerek tehdit ediyorlar.”

*Editör notu: Öğrencinin ismi, kendi güvenliği açısından editör tarafından değiştirilmiştir.