Bursa’nın İnegöl ilçesi Boğazköy Mahallesi’nde mezarlık alanı olarak bağışlanan araziyi Devlet Su İşleri satışa çıkardı. Satışa çıkarılan alana tepki gösteren köylüleri ziyaret eden CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, ihalenin durdurulması ve alanın mahalle sakinlerine teslim edilmesini söyledi.
1992 yılından itibaren baraj çevresinin istimlak edildiğini söyleyen Sarıbal, “Şu anda bulunduğumuz yer Boğazköy Mezarlığı. Bu mezarlığın hemen yanı başında 23 dekara yakın bir alan var. Bu alanın içerisinde köyün mezarları var. Hemen arkamızda bir mezar var. Burası da Boğazköy Barajı inşaatı nedeniyle 1992-93 yıllarında kamulaştırıldı. Aradan yaklaşık olarak 30 yıl geçti. 30 yıl sonra bu alan şu anda Devlet Su İşleri tarafından satılmak isteniyor. Oysa burada köyün mezarlıkları var. Peki bu alanın kendi geçmişi ne? Bunun geçmişi şu, köyün ileri gelenleri, o günün insanları buradaki bu 23 dekarlık alanı mezarlık olsun diye kendi mülkiyetlerindeyken köy zilyetliğine geçirerek mezarlık alanı olarak bağışlamışlar.” dedi. Köy mezarlığı olsun diye bağışlanan alanın Devlet Su İşleri tarafından kamulaştırıldığını fakat baraj havzası içinde kullanılmadığı için şu anda köylünün mezar alanı olarak durduğunu söyleyen Sarıbal, Devlet Su İşleri’nin alanı açık ihale yöntemiyle 8 Ağustos 2023’te satışa çıkardığını söyledi.
SATIŞA SUNULAN ALAN İÇERİSİNDE MEZARLIKLAR VAR
Köylünün malının tekrar köylüye verilmesini istediklerini ve buranın köylü için kutsal bir bölge olduğunu dile getiren Sarıbal, “Bu insanlar da burayı mezarlık olarak kullanacaklar. Şantiye yani Boğazköy Barajı’nın şantiyesi için verilen iyi niyetli bir davranış bugün geldiğimiz noktada köylü için ciddi bir sıkıntıya dönüşmüş. Bu sıkıntının giderilmesi için Devlet Su İşleri’ni, bölge müdürünü göreve çağırıyoruz. Yine diğer kamu kurumlarını, Sayın Vali’yi göreve çağırıyoruz. Ve elbette Tarım Orman İl Müdürü’nü, Tarım Orman Bakanlığı’nı da göreve çağırıyoruz. Derhal önce ihale durdurulsun, sonra da burası köy halkına teslim edilsin. Böylece doğru olan iş yapılsın. Yoksa yapılan iş acımasız bir şekilde köylünün geleneklerine, kültürüne, değerlerine, mezarına, mezarlıklarına açıkça bir kötülüktür. Bu kötülüğü de hiç kimse istemiyor. Zaten şu anda bu kamulaştırılan alan içerisinde ve satışa sunulan alan içerisinde mezarlıklar var.” ifadelerini kullandı.
CENAZEMİZİ KOYACAĞIMIZ BİR MEZAR YERİMİZ DAHİ YOK
Satışa çıkarılan alanda mezarların yanı sıra mahallenin su deposunun da olduğunu ve BUSKİ’nin yaptığı ana depo arızalandığı zaman yedek olarak kullanılabildiğini söyleyen Seyfullah Üsken, arazinin satışıyla beraber hem mezarlığın gideceğini hem de suyun kesileceğini söyledi. Üsken şu ifadeleri kullandı: “Görmüş olduğunuz gibi bakın şurası bizim eski su depomuz. Yani aynı zamanda su var bunun içinde. Biz bunu yedek olarak tutuyoruz. Şu anda BUSKİ’nin yapmış olduğu yukarıdaki depo arıza yaparsa bunu hemen faaliyete geçirebiliyoruz biz. Bu imkanımız var. Hem suyumuzu kesecekler hem mezarlarımız gidecek burada. Bir de bu mezarlık gittikten sonra yani cenazemizi koyacağımız bir mezar yerimiz dahi yok bizim. Ya bize yer tahsis edecekler yani yer tahsis etmesini de istemiyoruz, biz sadece mevcut mezarlık olan yerimizin kalmasını istiyoruz. Burası yıllar önce Kerim Duyan, Cevdet Duyan, İsmail Duyan ve Pomak Recep diye hitap ettiğimiz dedelerimiz bu toprakları mezarlık için köye bağış yaptılar. Onların mezarları da burada, alanın içinde. O gün iyi niyetle baraj şantiyesi kurulacak diye geliyorlar muhtarlığa ‘yerimiz yok, bize bir yer tahsis edin’ diyorlar. O zaman da mezarlıklarımız biraz daha içeride olduğu için o günkü muhtarlık burayı onlara önlerini kesmemek adına iyi niyetle tahsis ediyor. ” dedi.
NE DİNE SIĞAR NE İNSANLIĞA
Devlet Su İşleri’nin işleri bittikten sonra burayı tekrar vereceklerini söylemesine rağmen herhangi bir yazılı evrak verilmediğini ve aradan yıllar geçtikten sonra burayı satmaya çalıştığını ifade eden Üsken, Burada bizim mezarlarımız var. Ecdadımız yatıyor burada. Ben burada hiç kimsenin bir mülk sahibi olmasını istemem. Bu mezarları ne yapacağız burada? Kaldırıp taşıma imkanımız mı var? Hadi diyelim ki taşıdık, böyle bir şey ne dine sığar ne insanlığa sığar. Yani tamamen yapılan burada bir yanlış var. Bunun bir an önce devlet tarafından acilen en kısa zamanda çözülmesini istiyoruz ve çözülmezse biz Boğazköy halkı olarak bu işe tamamen karşı çıkacağız. Her ne olursa olsun canımızı koyacağız, kanımızı koyacağız gerekirse, ecdadımızın mezarlığına dokundurtmayacağız.” ifadelerini kullandı.
18 yaşındaki torununun mezarlıkta gömülü olduğunu söyleyen bir başka mahalle sakini ise şu sözleri sarf etti: “Değerli Devlet Su İşleri yetkilileri burası benim torunumun mezarı. Ben 18 yaşında kız çocuğunu buraya gömmüş, defnetmişim. Şimdi buradan ben mezarı kaldırıp nereye götüreceğim? Bana bu konuda bir yol gösterebilir misiniz? Benim ecdadımın yaptığı mezarlık burası. Bunları nereye söküp de götüreceğiz? Bu konuda bir bilgi, yöntem gösterir misiniz? Biz buranın eskiden olduğu gibi köy statüsünde kendi mezarlığımız olarak kalmasını istiyoruz.”