Bursa Su Kolektifi’nden Erdoğan’a özel helikopter pistine tepki: Uludağ sermayeye kurban edildi

Bursa Su Kolektifi bugün düzenlediği basın açıklamasıyla Kirazlıyayla Sanatoryumu’nun BTSO’nun restorasyonunun ardından Swiss Otel’e dönüştürülmesine ve otel için yapılacak helikopter pistine tepki gösterdi. Açıklamada konuşan kolektif üyesi Figen Ovat, Sanatoryum binasının BTSO’ya devrinin ardından devlet-sermaye işbirliğine kurban edildiğini söyledi.

Bursa Su Kolektifi’nden Erdoğan’a özel helikopter pistine tepki: Uludağ sermayeye kurban edildi
Yayınlama: 04.10.2023
A+
A-

Bursa Su Kolektifi bugün Doğa Koruma Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü önünde düzenlediği basın açıklamasıyla Uludağ Sanatoryum binasının Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) restorasyonunun ardından Swiss Otel’e dönüştürülmesine ve Birinci Derece Sit Alanı içinde bulunan Kirazlıyayla piknik alanına otel için yapılacak helikopter pistine tepki gösterdi.

Uludağ’da bulunan 2 bin 100 hektarlık alanın Milli park statüsünden çıkarılarak Alan Başkanlığı’na devredildiğini hatırlatan Bursa Su Kolektifi üyesi Figen Ovat, tepkilerin odağında olan Sanatoryum binasının da Alan Başkanlığı sınırları dışında, 11 bin hektara düşürülen Milli Park sınırları içende, bulunduğunu ve Milli Parklar Kanunu’nun koruyucu hükümleri içerisinde yer aldığını ifade etti.

BTSO ‘YAŞAM BOYU EĞİTİM MERKEZİ’ YAPACAĞINI SÖYLEMİŞTİ

Sanatoryum’un 1949 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen aileleri için dinlenme tesisi olarak inşa edildiğini, aynı yıllarda artan verem vakaları nedeniyle sanatoryum binasına dönüştürüldüğünü ve hastalığın seyrinin azalmasıyla birlikte 1979 yılında Uludağ Üniversitesi’ne devredildiği bilgisini veren Ovat, binanın 2000 yılında kapatılarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na bırakıldığını dile getirdi. Binanın bakanlık tarafından 1 Ağustos 2014 tarihinde Bursa Orman Bölge Müdürlüğü’nde BTSO’ya ihale edildiğinde, BTSO’nun binayı restore ederek ‘Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’ olarak kullanılacağını açıkladığını hatırlatan Ovat, “Yapılanlar yalnızca restorasyon değildi.” dedi.

SANATORYUM SERMAYEYE KURBAN EDİLDİ

Sanatoryum binasının BTSO’ya devrinin ardından devlet-sermaye işbirliğine kurban edildiğini söyleyen Ovat, “Yaptığımız araştırmada Sanatoryumun binasının BTSO’ya kiralanmasından sonra günümüze kadar geçen sürede yapılan işlemin yalnızca binalarda restorasyon olarak kalmadığı, Milli Parklar Kanunu’nu çiğnenerek yapı alanını %150 yani 2,5 kat arttırıldığını belirledik.” şeklinde konuştu.

DEVLET MADDİ KAYBA UĞRADI

İşletme maliyetlerindeki artış nedeniyle BTSO’nun Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi projesinden vazgeçtiğini, tesisin ise ultra lüks konseptte hizmet veren Swiss Otel’e devriyle beraber Bursa Business School olarak 21 Haziran 2023 tarihinde kapılarını açacağı bilgilerinin basında yer aldığını söyleyen Ovat, “Bugünlerde ise basında buranın aynı zamanda sağlık oteli olacağı haberleri yayınlanıyor.” dedi. BTSO’nun Bakanlık’tan ihale yoluyla kiraladığı mülkün başkasına kiralayamayacağını dile getiren Ovat, devletin de maddi kaybının olabileceğinin altını çizdi.

ERDOĞAN’A ÖZEL UÇAK PİSTİ

Swiss Otel’in yapılaşma alanı içinde bir helikopter pisti olduğunu söyleyen Bursa Su Kolektifi üyesi Hüseyin Gün, “Tesislerin yanındaki bir çayırlık alana yine Milli Parkımızın eşsiz endemik bitkileri üzerine kanunsuzca mucur dökülerek başka bir helikopter pisti yapıldığı ortaya çıktı. Sonradan buranın Swiss Otel açılışına gelecek olan Cumhurbaşkanı için yapıldığı, ardından orman yangınlarına karşı helikopter alanı olarak kullanılacağı söylendi.” dedi. Orman yangınlarıyla mücadelede yangının meydana gelebileceği ormanın yanına helikopter pisti yapmanın mantıklı olmadığını bildiren Gün, “Yaptıkları kanunsuzlukları halkı kandırarak kapatmaya, gizlemeye çalışanlar bilsinler ki bizi ve halkı kandıramayacaksınız. Yine Bilinmelidir ki Uludağ’da sürdürülen tüm bu yağma ve talan uygulamalarının başlıca sorumlusu Milli Parklar Kanunu’na aykırı olarak varlık nedenine ihanet ederek sermayedara bunları yapma fırsatı veren Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Uludağ Milli Parklar Müdürlüğü’dür.” şeklinde konuştu.

“İKLİM KRİZİNİ DURDURMANIN YOLU DOĞAL YAŞAMI KORUMAKTIR”

Bursa Su Kolektifi olarak talana karşı mücadele ettiklerini ve mücadeleyi sürdüreceklrini söyleyen Gün, sözlerine şöyle devam etti:

“Anlaşılıyor ki Biz (T)Alan Başkanlığına karşı mücadeleyi yürütürken Uludağ Milli Parklar Müdürlüğü varlık nedenine ihanet etmeyi sürdürmüştür. Belki de yukardan gelen emire boyun eğerek Kirazlıyayla Swiss Otel yapılaşma, çevre düzenlemelerine ve helikopter pistine izin vererek endemik çiçeklerin yok edimesine göz yummuştur. Biz, Bursa Su Kolektifi gönüllüleri olarak dilekçe yazarak ‘bu talanı hangi kanuni gerekçeye dayanarak yaptınız’ diye Uludağ Milli Park Müdürlüğü’ne sorduk. Henüz yanıt alamadık. Bize ‘şu plan değişikliği’, ‘şu sözleşmeler ile yaptık’ deseler, yaptıklarını  Milli Parklar Kanunu hükümlerini çiğneyerek nasıl gerçekleştirdiklerinin  hesabını vermek zorundalar.

Uludağ, Milli Parktır. Bu nedenle Uludağ Davos yapılamaz. Uludağ’da Milli Parklar Kanunu hükümleri eksiksiz uygulanmalıdır. Kanunları uygulamayan yöneticiler ve kurumlar derhal cezalandırılmalıdır. Sel, tayfun, kasırga gibi iklim krizini durdurmanın yollarından biri de doğal alanları yağmalamak değil bir yaprağına, tek bir böceğine, hayvanına bile zarar gelmeden korumaktır. Yoksa bu yağma düzeni sürdüğü sürece büyük bir karmaşaya ya da kitlesel ölümlere sürükleneceğiz.”

Haber Merkezi