AYM’den emsal karar: Yurt dışına çıkış yasağı ‘ifade özgürlüğü ihlali’ sayıldı

Anayasa Mahkemesi, insan hakları savuncusu ve yazar Nurcan Kaya’ya uygulanan yurt dışı çıkış yasağına karşı bireysel başvuruyu sonuca bağladı. Yasağın ‘ifade özgürlüğünün ihlali’ olduğuna söyleyen mahkeme, Kaya’ya tazminat ödenmesine hükmetti.

AYM’den emsal karar: Yurt dışına çıkış yasağı ‘ifade özgürlüğü ihlali’ sayıldı
Yayınlama: 05.03.2024
A+
A-

İnsan hakları savunucusu ve yazar Nurcan Kaya, 2014’te attığı “Kobane’de yalnızca Kürtler değil, orada yaşayan bütün halklar direniyor” tweet’i nedeniyle Ekim 2019’da yurt dışına çıkmak üzereyken gözaltına alındı. Bu kapsamda ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla yargılandığı davada 27 Eylül 2021 tarihinde 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Yargılama sürecinde 1.5 ay boyunca uygulanan adli kontrol kapsamında Kaya’nın pasaportuna el konulmasına dair başvuruyu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, insan hakları savunucusuna uygulanan adli kontrol tedbirinin ifade özgürlüğü ihlali olduğuna hükmetti.

‘BM’NİN DÜZENLEDİĞİ TOPLANTIYA GİDERKEN GÖZALTINA ALINDI’

Kararda, sosyal medya paylaşımı nedeniyle 10 Ekim 2019’te Kaya hakkında İstanbulCumhuriyet Başsavcılığınca “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla soruşturma başlatıldığını ve bu kapsamda Birleşmiş Milletler’in düzenlediği bir toplantıya katılmak üzere yurt dışına çıkacağı sırada 27 Ekim 2019’da pasaportuna el konularak gözaltına alındığı ve bu süreçte Sulh Ceza Hakimliği kararıyla adli kontrol tedbirleri kapsamında yurt dışına çıkış yasağı getirildiği anımsatıldı.

‘KOBANÊ İLE İLGİLİ PAYLAŞIM TOPLUMU İLGİLENDİRİR’

Kararda, mahkemelerin ifade özgürlüğü alanında değerlendirme yaparken, Anayasa’nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünün siyasi, kamu yararını ve ülke sorunlarını ilgilendiren konularda sınırlandırılmasının ise çok daha dar kapsamda olduğunu göz etmeleri gerektiği vurgulanarak, Kaya’nın sosyal medya paylaşımının ‘Barış Pınarı Harekâtı’nın gerçekleştirildiği gün yapıldığı belirtilerek “ Suriye’nin kuzeyine yönelik gerçekleştirilen askerî harekâtın toplumu ilgilendirdiği açıktır” ifadesi kullanıldı.

‘YAZAR VE İNSAN HAKLARI AVUKATI OLMASI NEDENİYLE YAPTIRIM AĞIRLAŞTI’

Kararda ayrıca, “Adli kontrol kararının yaklaşık bir buçuk ay sürmekle birlikte başvurucunun yurt dışında özellikle insan hakları alanındaki çalışmalara katılan bir kişi olduğu ve bu süreçte yurt dışına çıkamadığı göz önüne alındığında yurt dışına çıkış yasağının başvurucu üzerindeki yaptırım ağırlığını arttırdığı kabul edilmelidir” ifadesi kullanıldı.

AYM, ayrıca mahkemenin soruşturma kapsamında hakların daha az sınırlanmasını sağlayacak alternatif yollar bulunup bulunmadığının dikkate alınması gerektiğini ancak yurt dışı çıkış yasağına hükmeden Sulh Ceza Hakimliğinin bunu yapmadığını belirtti. Bunun yanı sıra Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itirazın da “soyut” nedenlerle reddedildiği ifade edildi.

KAYA’YA TAZMİNAT ÖDENMESİNE HÜKMETTİ

Anayasa Mahkemesi ayrıca, paylaşımı nedeniyle başvurucu hakkında adli kontrol kararı verilmesinin başvurucunun kamusal bir tartışmada görüşlerini ifade etme iradesi üzerinde caydırıcı bir etki doğurduğuna da hükmetti.

Kararda, Nurcan Kaya’ya 13500 TL manevi tazminat ödenmesine hükmedildi.

‘SOYUT GEREKÇELERLE ADLİ KONTROL TEDBİRLERİ UYGULANIYOR’

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş-Direktörü Veysel OK, AYM’nin ihlal kararı ile ilgili şunları söyledi:

“Özellikle son yıllarda, mahkemeler gazeteci, avukat ve siyasetçilerin haber ve bilgi paylaşımları söz konusu olduğunda tutuklama yapmadıkları dosyalarda gelişigüzel soyut gerekçelerle insanlara adli kontrol tedbirleri uyguluyor. Verilen adli kontrol kararlarının haddi hesabı yok. Anayasa Mahkemesi, bu kararla adli kontrol verilebilmesi için tutuklama şartlarının var olması gerektiğini; hakimlerin adli kontrol verirken ne için verdiklerini tartışmaları ve bunları gerekçelendirmeleri gerektiğini bir kez daha ifade etmiştir” dedi.

Özellikle gazeteci davalarında bir haber paylaşımı nedeniyle seyahat hakları elinden alınan, haber yapma hakları elinden alınan sayısız gazeteci olduğunu vurgulayan Ok, “Hakimlerin adli kontrol kararı verirken bu kararı dikkate alması gerekir. Adli kontrol de aslında bir nevi tutuklamadır” dedi.

Paylaşım veya haberleri nedeniyle gözaltından bırakılan gazeteci ve aktivistlerin, haklı olarak rahatladığını ve bu nedenle bu tedbirlere yönelik adım atma gereği görmediğini belirten Ok, “Ancak, bu karar gösteriyor ki, adli kontrol tedbirlerine karşı bireysel başvuru yapılması ifade özgürlüğü açısından büyük önem taşımaktadır.”

Haber Merkezi