Artan gıda enflasyonu ‘merdiven altı’na itiyor

Türkiye’de artan enflasyonla beraber halkın satın alma gücü giderek azalıyor. Artan maliyetler ve alım gücünün düşmesi nedeniyle yurttaşların her geçen gün sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşması zorlaşıyor.
Sağlıksız gıdanın en çok çocukları etkilediğini söyleyen uzamanlar, yetersiz ve sağlıksız beslenen çocukların gelişim bozukluğu yaşadığını ve özellikle 5 yaş altı çocuklarda bodurluk oranının yüzde 7 olduğunu ifade ediyor.

Artan gıda enflasyonu ‘merdiven altı’na itiyor
Yayınlama: 17.01.2023
A+
A-

Sibel Kahraman

Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı ve Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Fevzi Çakmak, sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimin, yeterli beslenmenin temel insan hakkı olduğunu söylüyor.

Özellikle pandemi ve sonrasında Rusya-Ukrayna kriziyle beraber Türkiye’de de dövizin anormal yükselmesiyle insanların ekonomik gücünün düştüğünü ve gıda dahil her türlü ihtiyaçlarını kısma yoluna gittiğini söyleyen Çakmak, “İnsanlar yaşamlarını idame ettirmek için sağlıklı gıda yerine gıdaya ulaşmak üzere yoğunlaşmak zorunda kaldı. İnsanlar artık kalite aramadan en ucuz hangisiyse ona yöneliyor. Özellikle son iki yıldan beri bu daha da belirgin şekilde arttı.” dedi.

İnsanların alım gücünün düştüğü için et ve süt tüketiminin gittikçe azaldığını dile getiren Çakmak, insanların maddi gücü düştükçe sadece karnını doyuracak şekilde kalitesiz, ne olduğu belli olmayan merdiven altında üretilen işletmelerdeki ucuz ürünlere yönelmeye başladığını ifade etti.

SAĞLIKSIZ YETİŞTİRİLEN BİR TOPLUMLA KARŞI KARŞIYA OLACAĞIZ

Bu durumun gelecek yıllarda büyük problemler yaratacağını ve sağlıksız yetiştirilen bir toplumla karşı karşıya olacağımızı ifade eden Çakmak, “Sağlıksız bir toplum yetiştirmek demek sorunların büyüyeceği ve sağlık sorunlarının giderek artacağı bir nesil anlamına geliyor. Şu an orta gelirli bir seviye kalmadı. Sadece üst ve alt seviye var. Bir kesim insanlar açlığını giderecek materyale ulaşma derdinde. Doğru politikalarla insanların alım gücünü yükseltecek, refah seviyesini artıracak ekonomik önlemleri uygulamamız lazım. İnsanların sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişiminin bir insanlık hakkı olduğunu unutmadan bu hakkı onlara tanımamız lazım.” açıklamalarında bulundu.