Sol Parti Bursa adaylarını tanıttı: “Yerel seçimleri toplumsal mücadelenin etabı olarak görüyoruz”

Sol Parti Bursa İl Örgütü bugün İl Binası’nda yapılan etkinlikle aday tanıtımını gerçekleştirdi. Tanıtım toplantısında konuşan SOL Parti Bursa İl Sözcüsü Serpil Namalan, “SOL Parti, yerel seçimleri toplumsal mücadelenin bir etabı olarak görmektedir. Bu anlamda halk inisiyatifi ve örgütlenmelerinin geliştirilmesini ön plana alan bir anlayışla mücadele edecektir.” dedi.

Sol Parti Bursa adaylarını tanıttı: “Yerel seçimleri toplumsal mücadelenin etabı olarak görüyoruz”
Yayınlama: 02.03.2024
A+
A-

SOL Parti Bursa İl Örgütü, bugün il binasında yapılan toplantıyla Belediye Meclis Üyesi adaylarını tanıttı.

Partinin yerel seçimlere dair tavrını açıklayan Sol Parti Bursa İl Sözcüsü Serpil Namalan, yerel seçimlerin siyasal İslamcı faşizmin yukarıdan aşağıya inşasında AKP-MHP rejiminin yerel muhalefet mevzilerini ele geçirmenin bir adımı olarak gördüğünü söyledi.

Sol Parti’nin genel seçimlerde de tek adam rejimine son vermek için çalıştığına dikkat çeken Namalan, muhalefetin yanlışları nedeniyle tek adam rejimine son verilemediğini ancak ülkenin ilerici kesimlerinin de rejime teslim olmadığını kaydetti.

“MÜCADELE SAĞA YASLANMIŞ SİYASETLERLE YÜRÜTÜLMEZ”

Teslim olmayanların iradesinin 2024 yerel seçimlerinde de mevzi mücadelesini birleştirmenin Sol Parti’nin yerel seçim stratejisini oluşturacağını vurgulayan Namalan, “Böyle bir mücadelenin 2023 seçimlerinin de kaybedilmesine neden olan kişiler üzerinden şekillenmiş ve sağa yaslanmış siyaset anlayışlarıyla yürütülemeyeceği açıktır. O nedenle AKP’ye karşı mücadele aritmetik hesaplara dayalı pazarlıklara ve kişilerin seçilmesine endeksli anlayışlara teslim edilmemelidir.” şeklinde konuştu.

“YEREL SEÇİMLER TOPLUMSAL MÜCADELENİN ETABIDIR”

Sol Parti’nin yerel seçimleri toplumsal mücadelenin bir etabı olarak gördüğünü aktaran ve bu anlamda halk inisiyatifi ve örgütlenmelerinin geliştirilmesini ön plana alan bir anlayışla mücadele edeceğini vurgulayan Namalan, partinin seçim bildirgesinde üzerinde durduğu konuları şu şekilde özetledi:

Demokratik Bir Kent

SOL Parti, tepeden inmeci ve tek adamcı bir anlayışla halkın söz, yetki ve karar hakkını gasp eden; haklarımızı sermayeye ve gerici odaklara peşkeş çeken kentçilik anlayışını reddeder.

Kentin üretim ve planlamasında sermaye tahakkümünün; tarikat ve cemaatlere hizmet eden gerici kuşatmanın ortadan kaldırılması ve kentin kolektif üretimine dayalı, dayanışmayı esas alan bir demokrasi anlayışının tesis edilmesi için halkın yönetim ve karar alma süreçlerine doğrudan katılarak bireysel ve kolektif iradesini yansıttığı ortak zeminlerin oluşturulması gereklidir.

Bu doğrultuda;

SOL Parti, kentlerde mahallelerde başlayarak halkın bağımsız ve demokratik biçimde seçtiği meclislerin oluşturulmasını; karar alma süreçlerinin aşağıdan yukarı örgütlenen meclisler aracılığıyla gerçekleştirilmesini ve meslek odaları ile taban örgütlerinin sürece dahil edilmesini; yerel yönetimlerin, toplumun bütçeden planlamaya kadar tüm süreçlere eşit katılımını sağlayacak biçimde demokratikleşmesini savunur.

Bu anlayış çerçevesinde demokratik planlamaya katılımcı bütçe uygulamasını bir çalışma esası olarak benimser.

Kamucu Bir Kent

SOL Parti, kenti, toplumun temel ihtiyaçlarına yanı üretmek yerine ranta dayalı ve piyasacı biçimde dönüştüren, kamusal mal ve hizmetlere erişim hakkımızı gasp eden kentçiliği reddeder.

Kentin birikim amaçlı bir spekülasyona ve sermayenin kısa vadeli kar arayışına değil, toplumun geniş kesimlerinin temel ihtiyaçlarına yanıt verecek biçimde yeniden tesis edilmesi gereklidir.

Bu doğrultuda;

SOL Parti, kamusal mal, hizmet ve alanların sermaye kuşatmasından arınmasını; mega kentsel planlama projelerinin son bulmasını, kentlerdeki kamuya ait arazilerin, yapıların ve hizmetlerin özelleşmesine ve ticarileşmesine son verilmesini; halktan alınan tüm kentsel kamusal varlıkların yeniden kamulaştırılmasını savunur.

Barınmanın temel bir insan hakkı olarak tesisi için konutu rant aracı olarak gören anlayışın terk edilmesini; soylulaştırma ve rant kapısı haline gelen ve felaketlere kapı aralayan kentsel dönüşüm projelerinin sonlandırılmasını; bu süreçte yaşanan yerinden etmelerin, sosyal dışlanma/mekânsal ayrışmanın engellenmesini; imar mevzuatına aykırı ve kente karşı suç oluşturan kaçak yapıların imar aflarıyla yasalaşmasına izin verilmemesini; sosyal konutların kamu eliyle, bilim ve tekniğin gereklerine uygun olarak yapılması ve yaygınlaştırılmasını; başta bankaların ve inşaat şirketlerinin elinde bulunanlar olmak üzere fazla konutların kamulaştırılmasını; kiracıların zorla tahliyesinin son bulmasını savunur.

Eşitlikçi Bir Kent

SOL Parti, kentsel hizmet ve mekanlara erişimde sınıfa, yaşa, cinsiyete, etnik kökene, bedensel ya da zihinsel yetersizliğe dayalı eşitsizlikler üreten, baskı ve ayrımcılığa dayalı kentçiliği reddeder.

Kentsel politikaların, şehir planlarının, kamusal kurum ve kuruluşların, kamusal alanların ve mekanların inşasında kapsayıcı ve eşitliği temel alan bir anlayışın benimsenmesi gereklidir.

Bu doğrultuda;

SOL Parti, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, LGBTİ+lar ve engellilerin kentsel kamusal mekân ve hizmetlere eşit erişmesini; kamusal hizmet veren kreşlerin yaygınlaştırılmasını; kent içi toplu ulaşımın ücretsiz olmasını; tüm yerel yönetimlerde engelliler bürosunun oluşturulmasını; başta büyük kentler olmak üzere illerde engelli örgütlerinin temsilcilerinden oluşan “Engelli Danışma Meclisleri” kurularak buradan çıkacak tavsiye kararlarının belediye meclislerince yaşama geçirilmesini savunur.

Ekolojik Bir Kent

SOL Parti, suyu, toprağı, havayı, ormanları, ekosistemleri ve diğer kentsel yeşil alanları piyasaya teslim eden, metalaştıran ve geri dönülmez tahribatlara yol açan kent politikalarını reddeder.

Kentsel planlamanın, yaşamı paylaştığımız tüm canlılar ve doğal varlıkların yaşam hakları ve devamlılığı gözetilerek, iklimsel ve ekolojik kriterler temelinde yapılması gereklidir.

Bu doğrultuda;

SOL Parti, iklim krizi, afetler, depremler gibi beklenen ve şiddetlenen durumlar karşısında oluşacak can kayıpları ve hasarı önleyici politikaların hayata geçirilmesini; ithal fosil yakıtlara bağımlılığın ve karbon salımlarının azaltılması hedefiyle ulaşım ve lojistik politikalarında kamu yararının esas alınmasını; kent içi ulaşımda, yürüyüş ve bisiklet yollarını, elektrikli raylı toplu taşımacılığın ve deniz taşımacılığının başat hale getirilmesini; orman alanların, su havzalarının ve tarım arazilerinin yapılaşmamasını; Hayvanların yaşam alanları olan sokaklarda ve kapatılmak istendikleri barınaklardaki yaşantılarında onları şiddetten koruyacak ve yaşatma odaklı bir Hayvan Hakları Kanunu’nun hazırlanıp yasalaşmasını savunur.”

Haber Merkezi