ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack: Sıra Lübnan’da

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, “Gazze’de başlayan barış sürecinin Suriye ve Lübnan’a yayılması gerektiğini” ifade etti. Lübnan’ın belirleyici bir seçimle karşı karşıya olduğunu tehdidinde bulunan Barrack, “Beyrut tereddüt etmeye devam ederse, İsrail tek taraflı hareket edebilir ve bunun sonuçları ağır olur. Hizbullah’ın silahsızlandırılması, yalnızca İsrail’in güvenlik zorunluluğu değil, aynı zamanda Lübnan için de yenilenme fırsatıdır. İsrail için bu, güvenli bir kuzey sınırı anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack: Sıra Lübnan’da
Yayınlama: 20.10.2025
A+
A-

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, “Suriye ve Lübnan, Levant barışının bir sonraki parçaları” başlıklı kişisel bir analiz yayınladı.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Barrack, Gazze’deki ateşkes anlaşmasına işaret ederek, iki hayati parçasının eksik olduğunu belirtti.

“Birincisi, yıllar süren savaşın ardından parçalanmış ve yorgun düşmüş Suriye, bu yeni bölgesel düzenin gerçekten kalıcı olup olamayacağının hem bir sembolü hem de bir sınavı olarak duruyor” diyen Barrack, “Birincisi, yıllar süren savaşın ardından parçalanmış ve yorgun düşmüş Suriye, bu yeni bölgesel düzenin gerçekten kalıcı olup olamayacağının hem bir sembolü hem de bir sınavı olarak duruyor” ifadelerini kullandı.

Barrack, şöyle devam etti: “2024’te yeni bir Suriye hükümetinin göreve başlamasıyla Suriye, ne 2019’un Suriye’si ne de onu daha önce yöneten hükümettir. Suriye hükümeti, Türkiye, Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Avrupa ile ilişkileri yeniden tesis ederek ve hatta İsrail ile sınır görüşmeleri yaparak uzlaşma yoluna girmiştir.”

Trump ve ABD Senatosu’nun yasanın kaldırılması için “halihazırda cesaret gösterdiğini” belirten Barrack, Sezar Yasası’nın kaldırılmasının “tarihi unutturmak değil, onu yeniden şekillendirmek” anlamına geldiğini kaydetti.

‘LÜBNAN’ MESAJI: “İSRAİL TEK TARAFLI HAREKET EDEBİLİR”
Barrack, İsrail’in kuzey güvenlik çerçevesinin ilk ayağını oluşturduğunu, ikinci ayağın ise Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve İsrail ile güvenlik ve sınır görüşmelerinin başlatılması olması gerektiğini söyledi.

“Beyrut tereddüt etmeye devam ederse, İsrail tek taraflı hareket edebilir ve bunun sonuçları ağır olur” tehdidinde bulunan Barrack, şunları söyledi:

“Hizbullah’ın silahsızlandırılması, yalnızca İsrail’in güvenlik zorunluluğu değil, aynı zamanda Lübnan için de yenilenme fırsatıdır. İsrail için bu, güvenli bir kuzey sınırı anlamına gelir. Lübnan için ise, egemenliğin yeniden tesis edilmesi ve ekonomik canlanma fırsatı anlamına gelir. Amerika Birleşik Devletleri için ise, Başkan’ın refahla barış çerçevesini yerine getirirken, ABD’nin risklerini en aza indirir. Daha geniş bir bölge için ise Hamas’ın yanı sıra İran rejiminin önemli bir vekilini ortadan kaldırır ve Arap modernleşmesini ve entegrasyonunu hızlandırır.”

“LÜBNAN SEÇİMLE KARŞI KARŞIYA”
“Lübnan şimdi belirleyici bir seçimle karşı karşıya” diyen Barrack, şöyle devam etti:

“Ulusal yenilenme yolunu yakalamak ya da felç ve gerileme bataklığında kalmaya devam etmek. ABD, terör örgütlerine karşı sıfır tolerans dalgası Beyrut’u tüketmeden önce, Beyrut’un İran destekli Hizbullah milislerinden hızla ayrılmasını ve bölgesindeki terörle mücadele ritmine uyum sağlamasını desteklemelidir. Beyrut harekete geçmezse, Hizbullah’ın askeri kolu, İsrail’in güçlü olduğu ve İran destekli Hizbullah’ın en zayıf noktasında olduğu bir anda, kaçınılmaz olarak İsrail ile büyük bir çatışmayla karşı karşıya kalacaktır. Buna paralel olarak, siyasi kanadı da Mayıs 2026 seçimlerine yaklaşırken potansiyel bir izolasyonla karşı karşıya kalacaktır.”

2026 seçimlerinin savaş bahanesiyle ertelenmesi, Lübnan’da büyük bir kaosa yol açacak, zaten kırılgan olan siyasi sistemi parçalayacak ve mezhepsel güvensizliği yeniden alevlendirecektir. Birçok Lübnanlı grup -özellikle Hristiyan, Sünni ve reformist bloklar- bu gecikmeyi Hizbullah’ın anayasaya aykırı bir güç ele geçirme girişimi olarak görecek ve savaşın yarattığı yıkımın sorumluluğunu üstlenmekten kaçınacaktır. Böyle bir hamle muhtemelen Parlamento’yu felç edecek, hükümet boşluğunu derinleştirecek ve 2019 ayaklanmasını anımsatan ülke çapında protestoları tetikleyecektir – ancak bu sefer silahlı gerilim ve ekonomik çöküş ortamında. Tek bir milis gücünün demokrasiyi askıya alabileceği algısı, halkın devlete olan güvenini aşındırabilir, bölgesel müdahalelere davetiye çıkarabilir ve Lübnan’ı krizden çıkarıp tam bir kurumsal çöküşe sürükleme riski taşıyabilir.”

Ayrıca Barrack, Trump tarafından yeni atanan Lübnan Büyükelçisi Michel Issa’nın önümüzdeki ay Beyrut’a geleceğini duyurdu ve “Şimdi Lübnan’ın harekete geçme zamanı” dedi.

ANKA