Enflasyon düşse dahi fiyatlar düşmeyecek

Kasım ayı enflasyonunu beklenenin altında çıktı. Seçim yatırımı olarak okunan enflasyon düşüşü, ekonomistlere göre fiyatları düşürmeyecek.

Enflasyon düşse dahi fiyatlar düşmeyecek
Yayınlama: 07.12.2022
A+
A-

Seçimlere 7 aydan kısa bir zaman kala hükümetin enflasyon hedefi saptı. Ancak kasım ayı enflasyonu beklenenin altında çıktı. Seçim yatırımı olarak da okunan enflasyon düşüşünü ekonomistler değerlendirdi. Ekonomistlere göre enflasyon düşse bile fiyatlar düşmeyecek.

Kasım ayı enflasyonu beklenenin altında gerçekleşti. Ekonomistler enflasyonun inişe geçtiğini, aralık ve ocak aylarında daha da düşük rakamların geleceğini belirtiyor. Ancak bunun ekonomi politikaları nedeniyle değil, baz etkisiyle olduğuna, her yılın son aylarında bu düşüşlerin normal olduğuna dikkat çekiliyor.

Ekonomist Alaattin Aktaş, geçen yıldan da örneklerle bu düşüşün matematiğini açıkladığı yazısında enflasyon düşse de fiyatların düşmeyeceğinin altını çizdi. Asıl meselenin fiyatların da düşmesi değil alım gücünün artmaması olduğunu belirten Aktaş, enflasyonla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

“Yıllık enflasyon oranı kasım sonundan ocak sonuna, iki ayda tam 29 puan düşecek. Ve bu düşüş mayısa kadar devam edecek.

Ya fiyatlar?
Ancak yıllık artış oranı fiyatlar düştüğü için gerilemeyecek.

Baz etkisi sağolsun, matematik sağolsun!

Fiyatlar artmaya devam edecek. Hem zaten fiyatların düşeceğini söyleyen de yok ki. Ama yıllık enflasyon oranındaki düşüş, sanki fiyatlar geriliyormuş gibi servis edilecek. Hem alıcı olduktan sonra niye edilmesin!

2023 yılının resmi enflasyon hedefi yüzde 25. Bu oranda kalınması neredeyse olanaksız da, hadi kalındı diyelim. Bu yıl aralıkta 100 liraya satın alınabilen bir mal ve hizmet, önümüzdeki yıl aralıkta en az 125 lira olacak.

Ama yıllık artış oranındaki gerileme siyaseten döndüre döndüre kullanılacak. Bu gelişmenin temel nedeni olarak da hiç kuşku yok faiz indirimi gösterilecek.

Baz etkisi yalnızca TÜFE’ye özgü değil

Enflasyonda yıllık artış hızının düşmesini TÜİK’in ‘mahareti’ gibi göstermeye çalışmak temelden yanlış olur. TÜİK de, başka kurumlar da eleştirilir ama bu eleştirilerin doğru yönden yapılması gerekir.

TÜİK’in kasım ayı için açıkladığı yüzde 2.88’lik artışı gerçekçi bulmamak başka, yıllık oranın gerilemiş olmasına kuşkuyla bakmak başka.

Aylık artış yüzde 2.88 ise, eksik ya da değil, yıllık oran gerileyecektir. Çünkü geçen yılın kasım ayındaki yüzde 3.51 devreden çıkmış, yerine yüzde 2.88 girmiştir.

Yıllık fiyat artış hızının gerilemesi yalnızca TÜİK’in hesaplamalarına özgü bir durum da değil üstelik. İstanbul Ticaret Odası’nın ücretliler geçinme endeksinde ekim sonunda ölçülen yıllık yüzde 108.77’lik artış da kasım sonunda yüzde 105.55’e indi.

Bu matematiksel bir gerçek çünkü.

Yıllık artış hesabından yüksek oran çıkıyor, yerine düşük oran giriyor. Geçen yılın ortasından itibaren de tam tersi olmuş; aylık bazdaki düşük oranların yerine yüksek oranlar girdiği için yıllık oran hep yükselmişti.

Bu eğilim beklendiği gibi kasımda tersine döndü, hepsi bu.

Yİ-ÜFE’deki düşüş dikkat çekici

Kasım ayında tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 2.88’de kalması da, yıllık oranın gerilemesi de önemli gelişmeler ama çok daha önemli bir başka gelişme var.

Yurtiçi üretici fiyatlarındaki artışın düzeyi…

Yİ-ÜFE’deki kasım ayı artışı yüzde 0.74’te kaldı.

Bu endekste yüzde 1’in altındaki son artış yaklaşık iki buçuk yıl önce haziran 2020’de görülmüştü. Üretici fiyatları geçen yıl kasımda yüzde 9.99 artmıştı. Bu oranın devreden çıkıp yerine yüzde 0.74’ün girmesiyle yıllık oran tam 22 puan düştü. Ekim sonunda yüzde 158 olan üretici fiyatlarındaki yıllık artış kasım sonunda yüzde 136’ya indi.

Üretici fiyatlarının yıllık artışı önümüzdeki aylarda çok daha hızlı bir şekilde gerileyecek. Yİ-ÜFE’de geçen yıl aralıkta yaklaşık yüzde 19, bu yıl ocakta yüzde 10, şubatta yüzde 7, martta yüzde 9, nisanda yüzde 8, mayısta yüzde 9 artış kaydedilmişti.

Döviz kurlarında bir sıçrama yaşanmaz, başta ham petrol olmak üzere emtia fiyatlarında önemli artışlar ortaya çıkmazsa bu aralıktaki ve 2023’ün ilk aylarındaki fiyat artışı önceki artışların çok altında kalacak. Böylece üretici fiyatlarından tüketiciye olan yansıma da hafifleyecek.

Ancak bir kez daha altını çizelim. Son bir yıldaki artış oranının gerilemesi önemlidir önemli olmaya ama fiyatlar artık belli bir düzeye oturdu. Dolayısıyla asıl üstünde durulması gereken bu düzeydeki fiyatlara göre alım gücünün ne olduğudur. Eğer alım gücü çok zayıfsa, ki öyle, bundan sonra fiyatlar hiç artmasa bile geçmiş refah düzeyini yakalamak mümkün olmayacak demektir.”

Haber Merkezi