Çiftçi Sen’den Agroekoloji Çalıştayı: Tohum yaşamsaldır

Çiftçiler Sendikası İzmir’de bir Çalıştay düzenledi. Çalıştay’ın teması agroekoloji üzerineydi. Yapılan konuşmalarda agroekoloji için tohumun önemine vurgu yapıldı.

Çiftçi Sen’den Agroekoloji Çalıştayı: Tohum yaşamsaldır
Yayınlama: 26.10.2022
A+
A-

Çiftçiler Sendikasının dört gün süren Agroekoloji Çalıştayı İzmir Menderes’in Ahmetbeyli köyü yakınındaki Özdere’de bulunan Akın Türe çiftliğinde gerçekleşti. Serbay Mansuroğlu’nun haberine göre Agroekoloji Çalıştayı’nda konuşan tarım ekonomisti Prof. Dr. Tayfun Özkaya, agroekolojiye dört evrede geçilebileceğini belirtti.

ARTIK HER EVDE BİR KANSER VAKASI

İzmir Menderes’te dört gün süren Agroekoloji Çalıştayı gerçekleşti. Çalıştayda sunum yapan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, endüstriyel tarımın gıda yerine zehirler ürettiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Özkaya, “Endüstriyel tarım marjinal durumda. Sorunlar yumağı haline geldi. Artık her evde bir kanser vakası var. Bu beslenmeyle ve yaşam tarzıyla yakından ilişkili. Yoğun zehir içeren ilaçlarla bitki zararlıları hedeflenirken hem biyoçeşitlilik hem insan sağlığı tehdit altında” dedi.

Agroekolojik tarım için dört aşama öneren Prof. Dr. Özkaya şu ifadeleri kaydetti:

  •  Doğal tarım, geleneksel köylü tarımı yapılırken toprağın sürülmemesi, gübre için baklagillerin kullanılması, solucanların tekrar toprağa kazandırılması, tavukçulukta siyah asker sineklerinin kullanılması gibi yöntemlerle endüstriyel girdilerin azaltılması amaçlanabilir.
  •  İkinci aşamada zehirli ilaçlar hemen terkedilemediği durumlarda azaltılması, biyoilaçların kullanılması, sürecin zamana yayılması gerekir.
  •  Üçüncü aşamada monokültür yerine yeni bir ekolojik tasarımla tarım yapılmalıdır. Öncelikle yapabilen herkes kendi domates biberinden başlayarak kendi ihtiyaçlarını üretmeli, tek çeşit ağaç yerine belli aralıklarla zeytin, incir, nar vb. ağaçlar tarlaya dahil edilmelidir. Yerelde üretip yerelde tüketmek, kendi kendine yetmek gıdayı meta gören endüstriyel tarıma karşı agroekolojik bir duruştur.
  • Dördüncü aşamada agroekoloji; şirket tarımına karşı köylülerin, çiftçilerin, küçük üreticilerin gıda egemenliğini savunmaktır. Adım adım süreç içinde buraya gelinebilir. Sadece üretenler değil tüketiciden akademisyenine kadar herkes sürece dahil edilebilir. Demokratik, kültürel, ekonomik bir anlayışla bunu savunmak agroekolojiyi sadece teknik bir kavram olmaktan çıkarıp yatay ilişkilerle, dayanışmacı, adil bir toplumsal sistemin önünün açılmasını sağlar.
    KÖYLÜLER İÇİN TOHUM YAŞAMSALDIR

    Çiftçi Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ise konuşmasında agroekolojinin tohumla başladığının altını çizdi. 2006’da çıkarılan tohum kanunuyla yerel, atalık tohumların yasaklandığını hatırlatan Erdem, “Köylüler, çiftçiler şirketlerin tohumlarına mecbur bırakılıyor. Geleneksel bilgileri sekteye uğratılıyor. Oysa direniş tohumla başlar. Köylülerin ellerinde kendi tohumları olduğu sürece direniş olasılıkları, kendi yaşamlarını devam ettirme şansları olur. Bunun için atalık tohumu savunuyoruz” ifadelerini kullandı.