‘Bu seçim kadınlar için varlık yokluk mücadelesi’

14 Mayıs seçimleri sonrası Yeniden Refah Partisi, HÜDA PAR başta olmak üzere kadın düşmanı politikalar benimseyen partilerin Meclis’e girmesi kadın ve LGBTİ’lerin endişesini artırdı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura geçilirken, Bursa Yeşil Sol Parti Üyesi Ceylan Erol Erdoğan, kadınlara yönelik düşmanca yaklaşımların artacağına dikkat çekerek, kadınların artık bir varlık- yokluk mücadelesi verdiğini söyledi.

‘Bu seçim kadınlar için varlık yokluk mücadelesi’
Yayınlama: 24.05.2023
A+
A-

Ezgi Bulut

14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura geçilirken, Milletvekili seçimlerinde cinsiyetçi ve kadın düşmanı politikaları bulunan HÜDA-PAR’ın yönetici kadrosundan dört isimin ve Yeniden Refah Partisi’nden beş isimin Meclis’e girmesi yeni hak ihlallerinin yaşanabileceği konusunda endişe doğurdu. Bursa Yeşil Sol Parti Üyesi Ceylan Erol Erdoğan, “HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin kadına dair söylemleri kadınları bekleyen tehlikeyi gözler önüne seriyor. Tüm bunlar bizlere ileriki süreçte olası bir başarı elde etme durumlarında bu kadın düşmanı politikalarını biraz daha ileri götüreceklerini ve hatta kadınların varlık-yokluk mücadelesi içine gireceğini gösteriyor.” dedi.

KADIN İSMİNİN SİLİNMESİNE YÖNELİK GİRİŞİM

Kadın hareketinin bugüne kadar verdiği mücadeleler sayesinde ciddi kazanımlar elde ettiğini hatırlatan Ceylan Erol Erdoğan, bu kazanımların başında da İstanbul Sözleşmesi’nin geldiğini vurgulayarak, “İstanbul Sözleşmesi’nin iktidar eliyle kaldırılması ve bu iktidarın ittifaklarının İstanbul Sözleşmesi’nin geri gelmeyeceği söylemi, aynı zamanda buna dair ciddi baskı uygulaması ve 6284 sayılı yasanın da kaldırılacağı söylemleri mevcut iktidar ve ittifakının kadın düşmanı politikalarını gösteriyor.” şeklinde konuştu.

Cumhur ittifakı içinde yer alan Yeniden Refah Partisi’nin 6284 sayılı yasa hakkında bulunduğu ‘aile yapısını bozuyor, kaldıracağız’ söyleminin kadınlara en ufak nefes olabilecek bir yasaya dahi tahammüllerinin olmadığının en açık ifadesi olduğunu belirten Erdoğan, bu tavrın ‘kadın’ isminin her alandan tamamen silinmesine yönelik girişim olduğunu ifade etti.

HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin kadınlara dair söylemlerinin beklenen tehlikeyi gözler önüne serdiğini ifade eden Erdoğan, HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin ilerleyen sürçlerde olası bir başarı elde etme durumlarında kadın düşmanı politikalarını biraz daha ileri götüreceklerini söyledi.

HÜDA-PAR’IN MECLİS’TE OLMASI TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNİ ETKİLEYECEK BİR DURUM

HÜDA-PAR’ın Konca Kuriş dahil birçok kadını işkence ile katleden Hizbullah terör örgütünün çizgisinden gittiğini hatırlatan Erdoğan, HÜDA-PAR’ın 12 yaşında evliliği gündeme getiren ve bunun için yasal güvence talep eden bir yapı olduğunu hatırlatarak tehlikenin boyutlarından bahsetti. Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Yine aynı HÜDA-PAR, kadınların kendi potansiyellerine göre işlerde çalışması gerekir deyip, toplumsal rolleri gereği kadını daha çok ev içerisine sıkıştıran, ev işlerine mahkum eden ve çocuk doğuran bir üretim aracı olarak nitelendirmesi ve bunu bizzat parti başkanlarının söylemesi, parti politikaları olarak ele alınması, bu yapının ve türevlerinin kadınlar için, kadın özgürlük mücadelesi için ciddi bir tehlike olduğunu da gözler önüne seriyor. Aynı zamanda Taliban gibi kadına nefes alma hakkı tanımayan yapılarla aleni ilişki içinde olan bu partinin ülkenin geleceğini tayin eden mecliste söz sahibi olması başta kadınlar olmak üzere toplumun her kesimini etkileyecek bir durumdur.”

KADINLARA NEFES ALMA ŞANSI VERMEYECEKLER

Mevcut hükümetin ve oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın içinde yer alan partilerin kadınları yok sayan ve düşman hukukuyla kadınları hedef alan bir yapı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu saatten sonra bunların tekrardan iktidarı alması halinde kadını yok eden, kendi oluşturdukları makul ve makbul kadın modeli dışında, hiçbir kadına nefes alma şansı vermeyen, kazanımlarımızı tanımayan bir siyaset yürütecek bir yapıyla karşı karşıya geleceğiz. Bunların olması halinde kadınların özgürlük mücadelesinin ötesinde var olma mücadelesi vereceğini düşünüyorum.” dedi.